🗻 Haddi Aşmak Ile Ilgili Ayetler
Maide / 119. (Bu konuşmadan sonra) Allah şöyle buyuracaktır: Bu, doğrulara, doğruluklarının fayda vereceği gündür. Onlara, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş ve kazanç budur. İsra / l5.
Duanın gönülden ve gizlice yapılmasını isteyen başka bir ayette de bunun aksine bir hareket, Allah’ın hoşlanmadığı bir iş ve haddi aşmak olarak nitelendirilmiştir. Kul dua ederken Allah’a karşı korku ve saygı içinde bulunmalı, aynı zamanda istekli ve ümitli olmalıdır. (A‘râf 7/55, 56)
Allaha kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babanıza iyilikte bulunun. Akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolda kalmışlara, elinizin altında bulunan köle, câriye, hizmetçi ve işçilere iyilik yapın. Çünkü Allah, kendini beğenen ve çokça övünüp duran
Kelamve munazara ilmini ihtiyaçtan fazla öğrenmek ise mekruhtur. Rivayet edildiğine göre, İmamı A’zam Ebu Hanife, oğlu Hammad’ı bundan sakındırmıştır. (Halbuki ilmi kelam ın-del Ulema makarrardır ki; ilmi kelam İlimlerin en şereflisidir. Çünkü ilmi Kelam Ahkam-ı Şeriyyenin esası Ulum-u diniyyenin reisidir. Malumatı
saadet Moderatör Admin. Helaller ve haramlar ile ilgili ayetler. Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yeyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır. Bakara : 168. ᅠEy iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin, eğer siz yalnız Allah'a
İsraf haddi aşmak ve malı ihtiyaç dışı harcamaktır. Allah Teala itidal-den ayrılan ve haddi aşanları sevmez. İtidal, ibadetlerde bile dinimizin tavsiye ettiği bir ilkedir. Kişinin kendisine, ailesine karşı sorumluluklarını ihmal edecek şekilde nafile ibadet etmesini Peygamberimiz tavsiye etme-
MâideSuresi 87-88. Ayet Tefsiri. Müminlere, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için kendilerini ve başkalarını hayatın helâl olan güzelliklerinden mahrum bırakma yoluna girmemeleri çağrısının bu âyette yapılmış olması, 82. âyette kendini ibadete veren hıristiyan din adamlarından olumlu biçimde söz edilmesinin yanlış anlaşılmasını da önlemiş olmaktadır.
Allahın Sevmediği Kimseler ile ilgili ayetler. Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın. Haddi aşmayın. (Çünkü) Allah, haddi aşanları sevmez. (2/Bakara 190) a. İslami Savaş, Allah (cc) yolunda olan, meşruiyetini Allah’tan (cc) alan, gayesi Allah’ın (cc) dinini hakim kılmak olan bir savaştır. b.
İsraf, gereksiz harcama, gereksiz tüketim, savurganlık ve tutumsuzluk anlamına gelir. Sahip olduğumuz bir şeyi dünya ve ahiretimiz için faydası olmayacak şekilde saçıp savurmak demektir. İsraf, haddi aşmak, Rabbimizin çizdiği sınırların dışına çıkmak olarak da açıklanır. Rabbimiz bizlere israf hakkında neler emreder, buyurun Kur’an’ın ayetlerine bakalım: “Ey
Konuile ilgili ayet ve hadisleri incelediğimiz zaman zalimlere karşı uyanık ve dikkatli olmayı, onların zulüm sistemleri içinde erimemeyi ve onların zulümlerine sessiz kalmamak gerektiğini ve bunlarla her yoldan mücadeleye girmemiz gerektiğini görürüz konu ile ilgili kuranı kerimde şöyle buyurulmaktadır:
Domuzayetleri oku, kuran meali dinle. Bakara Suresi, 173. ayet: O, size ölüyü (leşi)-kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı kesin olarak haram kıldı. Fakat kim kaçınılmaz olarak muhtaç kalırsa, taşkınlık yapmamak ve haddi aşmamak şartıyla (ölmeyecek oranda yiyebilir), ona bir günah yoktur.
husus din ve inanç hakkındaki söz ve fiil lerde haddi aşmak sure- tiyle orta yolu terk etmektir (Derveze, 1997, c. VII, s. 151-152). Aşırılık düşüncesinin Müslüman toplum içinde
fVSLXre. İsraf, gereksiz harcama, gereksiz tüketim, savurganlık ve tutumsuzluk anlamına gelir. Sahip olduğumuz bir şeyi dünya ve ahiretimiz için faydası olmayacak şekilde saçıp savurmak demektir. İsraf, haddi aşmak, Rabbimizin çizdiği sınırların dışına çıkmak olarak da açıklanır. Rabbimiz bizlere israf hakkında neler emreder, buyurun Kur’an’ın ayetlerine bakalım “Ey Âdemoğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yiyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” A’raf, 31 En çok bildiğimiz ayet olmasına rağmen ülkemizde, akrabalarımızda ve bazen de ailemizde ciddi bir şekilde müsriflik yapıldığına şahit oluyoruz. İnsanların arasında yaygınlaşan bu israf bizleri biraz düşündürürken Allah’ın sevmediği kişiler arasında olma düşüncesi de bizi korkutmalıdır. “Asmalı, asmasız üzüm bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan O’dur. Her biri meyve verdiği zaman meyvesinden yiyin. Devşirilip toplandığı günde hakkını zekât ve sadakasını verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” En’am, 141 Dinimiz bize iktisatlı olmayı öğretir. Kazanılan malın nasıl ve nerede harcanması gerektiğini belirtir ve bunların verilmesinde de sınırlar koyar. Zengin ve fakir arasında oluşan maddi ve manevi hoşnutsuzluğu zekât ve sadaka ile giderir. “Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya hakkını ver; fakat malını israf ederek saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür.” İsra, 26-27 “Onlar harcadıklarında ne israf eder ne de eli sıkı davranırlar; bu ikisi arasında orta bir yol tutarlar.” Furkan, 67 Rabbimiz bize vasat olmamızı emreder. Aşırı davranışlar hoş karşılanmamıştır. Sürekli saçıp savurmak, değer ve kıymet bilmemek şükürsüzlük olarak tanımlanır. Şükretmeyen insan kibre doğru ilerler ve birçok nefsani hastalıklara duçar olur. “Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin ve Allah’a şükredin; eğer kendisine kulluk ediyorsanız.” Bakara, 172 “Allah’ın sana verdiğinden ahiret yurdunu kazanmaya bak ve dünyadan nasibini unutma! Allah sana ihsan ettiği gibi sen de insanlara ihsanda bulun. Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışma! Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez.” Kasas, 77 Haddi aşmak, bozgunculuk yapmak, insanın kendisini tüketmesidir. İnsan kendine karşı da müsriflik eder. Günaha dalması, boş ve malayani işlerle meşgul olması, kendini tanıyamaması, varoluş gayesini bilememesi, zamanını iyi değerlendirmemesi de müsriflik olarak tanımlanır. “De ki Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” Zümer, 53 “Rabbimiz! Bütün işlerimizdeki israfımızı, ölçüsüzlüğümüzü, cahilliğimizi, hatalarımızı ve bizden daha iyi bildiğin her türlü kusurumuzu bağışla! Ya Rabbi! Ciddi ve şaka yollu yaptığımız yanlışlarımızı, bilerek ve bilmeyerek işlediğimiz günahlarımızı affeyle!” Müslim, Zikir, 70
Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû lâ tuhillû şe’â-iraAllâhi velâ-şşehra-lharâme velâ-lhedye velâ-lkalâ-ide velâ âmmîne-lbeyte-lharâme yebteġûne fadlen min rabbihim veridvânâenc ve-iżâ haleltum festâdûc velâ yecrimennekum şeneânu kavmin en saddûkum ani-lmescidi-lharâmi en ta’tedû vete’âvenû alâ-lbirri ve-ttakvâs velâ te’âvenû alâ-l-iśmi vel’udvânic vettekûAllâhes innaAllâhe şedîdu-l’ikâbiEy inananlar, Allah'a ibadete vesile olan, hac töreni yapılan yerlerin ve savaşın haram edildiği ayların hürmetini koruyun, hac kurbanlarına, kurban edilecekleri belli olsun diye boynuna bir şey takılan hayvanlara, Rablerinden bir lütfe ve razılığa ulaşmak için Beytül Haram'ı ziyarete gelenlere hürmetsizlik etmeyin. İhramdan çıkınca avlanın. Sizi Mescidi Haram'dan meneden kavme karşı beslediğiniz kin aşırı hareket etmenize, tecavüzde bulunmanıza sebep olmasın. İyilik etmek ve kötülükten sakınmak hususunda birbirinize yardım edin, suç işlemek ve düşmanlık etmek için yardımlaşmayın ve Allah'tan sakının, şüphe yok ki Allah'ın cezası, çok çetindir.Öyle ise Ey iman edenler! Cami, ezan, Ramazan, bayram, başörtüsü gibi Allah’ın şiarlarına İslam’ın simge ve sembollerine, haram olan ve saygı duyulan aya, kurbanlık hayvanlara ve kurbanlık nişanı ve ibadet heyecanıyla bunlara takılan boyun bağlarına ve Allah’ın fazlını ve rızasını umarak hacca gelen Müslümanlara; sakın hürmetsizlik haksızlık ve saygısızlık etmeyiniz. Hacc farizasını bitirip İhramdan çıktıktan sonra ise artık avlanabilirsiniz. Daha önce Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoydukları Kâbe’yi ziyaretinize ve Mekke’ye girmenize mâni oldukları için, bundan dolayı bir topluluğa olan hırsınız ve hıncınız, sakın sizi haddi aşmaya taşkınlık ve azgınlık yapmaya sürüklemesin. Ey iman edenler! İyilik ve takvada hayırlı hizmet yapmak ve başkalarını kötülükten sakındırmak konusunda yardımlaşın. Ama sakın Günah işleyip kötülük yapmak, sapkınlık ve saldırganlıkla haddi aşmak hususunda yardımlaşmayın. Günahları ve fuhşiyatı meşrulaştırıp yaygınlaştırmak, adil devlet düzenini ve toplum disiplinini yozlaştırmak konusunda teşkilatlanıp ayaklanmayın… Zalim ve kâfirlere yandaşlık yapmayın, her halde ve her meselede mutlaka Allah’tan korkup küfür, zulüm ve kötülükten sakının. Gerçekten Allah’ın zalim ve hainlere bir müddet fırsat verse de, en acı ve alçaltıcı bir ceza ile sonuçlandırması ve azabı pek iman edenler! Allah'ın koyduğu sembollere, kutsal hac ayına, süslenmiş kurbanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını isteyerek Beyti Haram'a doğru gelenlere saygısızlıkta bulunmayın. Ancak ihramdan çıktığınızda, serbestçe avlanabilirsiniz. Sizi Mescidi Haram'dan alıkoyanlara karşı öfkeniz, saldırganlık yapmanıza yol açmasın. İyi ve güzel olan şeyler ve yolunuzu Allah'ın kitabı ile bulmada yardımlaşın, kötülüğü ve düşmanlığı artırmada değil. Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ve unutmayın ki, Allah'ın cezası çok iman edenler, Allah'ın emirlerini çağrıştıran, hac menâsiki ile ilgili sembollere, Allah'ın savaşı haram kıldığı aylardaki yasaklara, kur-banlara, Kâbe'ye yapılan bağışlara, boyun-larında gerdânileri, ipleri, tasmaları olan kurbanlık ve sahipli hayvanlara, Rablerinin lütuf ve rızasına ulaşma mertebesini, rızık kazanmayı, ticarî kazanç elde etmeyi umarak, Beyt-i Haram'a, Beytullah'a niyetle yola çıkanlara, saygısızlık ve tecavüzü meşrû hale getirmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi engelledikleri için bir kavme karşı beslediğiniz kin, sizi onlara tecavüze sevketmesin. İyilik, insanlık, müslümanlık ve takvâ esaslarını-Kur'an esaslarını hayata geçirmede, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, hakla-rınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranmada, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olmada yardımlaşın. Bilerek günah işlemekte, zarar vermekte ve düşmanlıkta birbirinize yardım etmeyin. Allah'a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun. Allah, inkâr ve isyan suçunuza denk, size âdil ceza ver-me gücüne Kur’an-ı Kerim, 2/194, 217; 5/97; 9/13; 22/ iman edenler! Allah'ın işaretlerine, haram aya, kurbanlık hayvanlara, gerdanlıklı hayvanlara, Rabbinin lütfundan bir şeyler kazanmak ve rızasına kavuşmak için Haram Ev'i Kabe'yi ziyarete gelenlere saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Bir topluluğa sizi Mescidi Haram'dan alıkoymaları dolayısıyla duyduğunuz kin sınırı aşmanıza sebep olmasın. İyilik ve takvada birbirinizle yardımlaşın. Günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Allah, cezası çok şiddetli Allah`ın "Bir topluluğa sizi Mescidi Haram`dan alıkoymaları dolayısıyla duyduğunuz kin sınırı aşmanıza sebep olmasın" sözü hakkında İbnu Ebi H... Devamı..Ey iman edenler, Allah'ın şiarlarına, haram olan ay'a, kurbanlık hayvanlara, onlardaki gerdanlıklara ve Rablerinden bir fazl ve hoşnutluk isteyerek Beyt-i Haram'a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktınız mı artık avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyduklarından dolayı bir topluluğa olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah'tan korkup-sakının. Gerçekten Allah ceza ile sonuçlandırması pek şiddetli iman edenler! Ne Allah'ın hac âdetlerine, ne haram aya Recep, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarına, ne kurbanlık hediyelere, ne onlardaki gerdanlıklara, ne de Rablerinden gerek fazlını ve gerek rızâsını arayarak Beyt-i Harâm'ı kasdedip gelenlere sakın hürmetsizlik etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman isterseniz avlanın. Sizi Mescid-i Haram'dan menettiler diye bir kavme karşı beslediğiniz kin, sakın sizi tecavüze götürmesin. İyilik etmek ve fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın, günah işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın. Allah'dan korkun, çünkü Allah'ın azabı çok iman edenler! Hac ibadetlerine, yasak aylara, kurbanlara, gerdanlıklara, Rablerinden lütuf ve rıza isteyen Kâbe ziyaretçilerine saygısızlık ederek ortamı bozmayın. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-ül Haram’dan çevirdiler diye bir topluma kızmanız, sizi saldırıya geçirip suç işletmesin. İyilik ve öz korunma takva üzerine yardımlaşın. Günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah’tan sakının. Muhakkak Allah’ın ağır azabı çok iman edenler! Ne Allah'ın işaretlerine, ne haram aya, ne kurbana, ne gerdanlıklı kurbanlara, ne de Rabblerinin ihsanını arzu ederek Beyt-i Harâm'a doğru gelenlere saygısızlık ediniz. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan çevirdiklerinden dolayı bir topluma karşı beslediğiniz kin, sizi saldırıya sevk etmesin. İyilik ve takvâ üzerinden yardımlaşınız; günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayınız, Allah'tan sakınınız. Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir.[93][93] Şeâir hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, V, inanmış olanlar! Allahın nişanlarına, savaş haram olan aya, hac kurbanına, belli olmasıyçin boynuna gerdanlık takılan kurbanlara, Allahın erdemiyle, hoşnutluğun kazanmakçin, kutlu eve gelenlere saygı gösterin, haccı bitirince avlanırsınız, sizleri Kabe'den uzak tuttuklarıyçin, o ulusa karşı hıncınız kabarıp da, taşkınlık yaptırarak size günah işletmesin, iyilikle, sakınçlık üzerine yardımlaşınız, günah ile taşkınlık üzerine yardımlaşmayın, Allahtan sakınınız, iyi bilin, Allahın azabı katıEy iman edenler! Allah'ın ibadet için koyduğu sembollere, savaşmanın yasak olduğu haram ay'a, süslenmiş kurbanlıklara ve Rablerinin lütuf ve rızasını isteyerek Mescid-i Haram'a yönelenlere karşı saygısızlık etmeyin! Hac farizasını bitirip ihramdan çıktıktan sonra avlanabilirsiniz. Daha önce sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyanlara karşı öfkeniz saldırganlık yapmanıza yol açmasın! İyilikte ve fenalıklardan sakınmada birbirinizle yardımlaşın; günah işlemek ve düşmanlıkları körüklemek amacıyla yardımlaşmayın! Allah'a karşı gelmekten sakının! Çünkü Allah'ın azabı çok şiddetlidir. Bkz. 2/196Burada “Allah’ın ibadet için koyduğu semboller” ifadesi, hem Kâbe gibi dinî merasimler için ayrılan mekânları, hem de Safa ve Merve gibi yer... Devamı..Ey mü’minler haccın şerâit ve ’ibâdâtını ve şeh-i harâmın hürmetini bozmayınız kurbâna ve ânın işârâtına ri’âyet idiniz. Beytü’l Harâm’da Allâh’ın ’inâyet ve rızâsını tahsîl içün çalışanlara hürmet idiniz. Hac bitdikden sonra sayd idebilürsiniz. Mescidü’l Harâm’dan sizi uzaklaşdırmağa uğraşanlar ’aleyhindeki kininiz sizi haksız mu’âmelâta sevk itmesün biri birinize karşu takvâda ve fezâil husûsunda mu’âvenet idiniz lâkin fenâlıkda ve haksızlıkda yardım itmeyiniz Allâh’dan korkınız çünki Allâh’ın ’azâbı İnananlar! Allah'ın nişanelerine, hürmet edilen aya, hediye olan kurbanlığa, gerdanlıklar takılan hayvanlara, Rab'lerinden bol nimet ve rıza talep ederek Beyt-i Haram'a gelenlere sakın hürmetsizlik etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan menettiği için bir topluluğa olan kininiz, aşırı gitmenize sebep olmasın; iyilikte ve fenalıktan sakınmakta yardımlaşın, günah işlemek ve aşırı gitmekte yardımlaşmayın. Allah'tan sakının, Allah'ın cezası iman edenler! Allah’ın koyduğu din nişanelerine[140], haram aya[141], hac kurbanına, bu kurbanlıklara takılı gerdanlıklara ve de Rab’lerinden bol nimet ve hoşnutluk isteyerek Kâ’be’ye gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınızda isterseniz avlanın. Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoydular diye birtakımlarına beslediğiniz kin, sakın ha sizi, haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva Allah’a karşı gelmekten sakınma üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok geçen “nişaneler” kelimesi, âyetteki “şeâir” kelimesinin karşılığı olarak kullanılmıştır. “Şeâir”, alametler, işaretler ve semboller demektir. ... Devamı..Ey iman edenler! Allah'ın koyduğu, dinî işaretlerine, haram aya, Allah'a hediye edilmiş kurbana, ondaki gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere tecavüz ve saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve Allah'ın yasaklarından sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası Ne ALLAH'ın koyduğu dinsel törenlere, ne kutsal aya, ne kurbana, ne onları işaretleyen çelenklere ve ne de Rab'lerinin lütuf ve rızasını aramak için Kutsal Ev'e doğru yola çıkanlara saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Kutsal Mescid'den çeviren bir topluluğa olan kininizden dolayı provakasyona gelip saldırganlaşmayın. İyilik ve erdemlilikte yardımlaşın. Kötülük ve düşmanlıkta yardımlaşmayın. ALLAH'ı dinleyin. ALLAH'ın cezası zamanında avlanma yasağı, sosyal ve psikolojik yönden barış ortamını hazırladığı gibi doğayı korumak amacını da güder. Mekke'de toplanan yüzbinler... Devamı..Ey iman edenler! Allah'ın alâmetlerine, haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklarına ve Rablerinden lutuf ve rıza bekleyerek Kabe'ye yönelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescidi Haram'dan çevirdiklerinden dolayı bir topluma karşı olan kininiz, sizi saldırıya sevk etmesin. İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı o bütün iyman edenler! ne Allahın şeâirine, ne şehri harâma, ne kurbanlık hediyyelere, ne gerdanlıklarına ne de mevlâlarının gerek fazlını ve gerek rızasını arayarak beyti harâma doğru gelenlere sakın hurmetsizlik etmeyin, ihramdan çıktığınız zaman isterseniz avlanın, sizi Mescidi haramdan menettiler diye bir takımlarına karşı beslediğiniz kin sakın sizi tecavüze sevk etmesin, birr-ü takvâ üzere yardımlaşın, günah-ü taaddi üzere yardımlaşmayın, Allahdan korkun çünkü Allahın ıkabı çok şiddetlidirEy iman edenler! Allah'ın işaretlerine¹, haram aya, kurbana, gerdanlıklara;² Rabb'lerinin lütuf ve rızasını dileyerek Beyt-i Haram'a gelenlere saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi, Mescid-i Haram'dan alıkoymalarından dolayı bir topluma olan kızgınlığınız, aşırı gitmenize neden olmasın. Günah ve düşmanlık üzerinde değil, iyilik ve takva üzerinde yardımlaşın. Allah'a karşı takvalı olun. Kuşkusuz Allah'ın azabı çok Allah\ın belirlediği simgeleri. 2- Hacda yemek amacıyla ayrılan hayvanları belirleyen îman edenler, Allahın şeâirine, haram olan aya, kurbanlık hediyyelere, onlardaki gerdanlıklara ve Rablerinden hem bir ticâret, hem bir rızaa arayarak Beyt-i haraamı kasdedib gelenlere sakın hürmetsizlik etmeyin, ihramdan çıkdığınız vakit isterseniz avlanın. Sizi Mescid-i haramdan men' etdiler diye bir kavme karşı beslediğiniz kîn, sakın sizi tecâvüze sevk etmesin. İyilik etmek, fenâlıkdan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın. Günâh işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın Allahdan korkun. Şübhesiz ki Allah, cezası çok çetin îmân edenler! Ne Allah'ın şeâirine dîninin alâmetlerine, ne haram aya, neKâ'be'ye hediye edilen kurbana, ne ona takılan gerdanlıklara ne de Rablerinden bir lütuf ve bir rızâ arayarak Beyt-i Harâm'a gelenlere hürmetsizlik etmeyin! Ama ihrâmdan çıkınca artık sizi Mescid-i Harâm'dan men' ettiler diye bir kavme olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sevk etmesin! Hem iyilik ve takvâ üzerine yardımlaşın,2 günah ve düşmanlık üzerine ise yardımlaşmayın, hem Allah'dan sakının! Şübhe yok ki Allah, azâbı çok şiddetli olandır.2“Maddî ve manevî herşeyde, yardımın ve ictimâın bir araya gelmenin büyük kuvvet ve te’sîri vardır. ... Nasıl ki birbirine mukābil karşı tutu... Devamı..Ey İman edenler! Allah’ı hatırlatan işaretlere, haram aylara, kurbanlıklara, adak olarak ayrılmış hayvanlara, beytül-haramın ibadet için gelenlerin güvenilirliğine ve Allah’ın rızası ve lütfundan rızık aramaya gelenlere zarar verecek davranışlardan kaçının. İhramdan çıktıktan sonra avlanabilirsiniz. Sizleri Mescidi-i Haramdan uzaklaştıranlara olan kininiz, haddi aşmanıza sebep olup, iyiliklerde yardımlaşmanıza, haramlardan korunmanıza takvaya engel olmasın. İyi ve doğru şeyleri yapmakta yardımlaşın, günah işlemek ve birbirinize düşmanlık etmekte yardımlaşmayın, Allah’dan korunun, Allah, hesabı çok şiddetli inananlar! Allah’ın törenlerine, vuruşma haram olan aya, Kabe’ye gönderilen kurbanlara, kurbanların gerdanlıklarına, Çalaplarının bol vergisini dilemek üzere Beyt-i Haram’a gelenlere karşı sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktıktan sonra da artık avlayın. Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoyduğu için o ulusa karşı duyduğunuz tiksinti sakın, sizi taşkınlığa sürüklemesin. Olgunlukta, sakınırlıkta birbirinize yardım edin. Günah işlemekte, sınırları aşmakta biribirinize yardım etmeyin. Allah’tan sakının. Çünkü Allah’ın azabı çok iman edenler! Allah/ın nişanlarını [⁸], şehr-i Haramı [⁹] hacı kurbanını, gerdanlıkları [¹⁰], Rablerinden inayet, hoşnutluk [¹¹] isteyerek Beyt-i Haramı kastedenlerin katlini helâl kılmayın. İhramdan çıkınca avlayabilirsiniz [¹²]. Sizi Mesçid-i Haramdan alıkoyduklarından dolayı o cemaate öfkelenmeniz sakın sizi haddi aşmaya sevketmesin. İyi işe ve takvaya yardım edin, masiyet ve taaddiye yardım etmeyin, Allah/tan sakının. Allah, ukubette şiddetlidir.[8] Delâlet eden alâmetler, hac alâmetleri. İhram halinde din alâmetlerine karşı kayıtsız bulunmayın, av tutmayın.[9] Bu aylarda kıtalda bulunmayın.[1... Devamı..Ey inananlar! Allah’ın sembollerine, haram aya, Kâbe’ye hediye edilen kurbana, gerdanlık takılan hayvanlara, Rablerinden lütuf ve rızasını kazanmayı arzu ederek “Beytü’l-Harâm’a” gelenlere saygısızlık etmeyiniz [lâ tuhillû]. İhramdan çıktığınız zaman avlanınız!² Sizin Mescid-i Harâm’a girmenizi engelledikleri/sizi geri çevirdikleri için bir topluluğa [kavm] olan kininiz, aşırı gitmenize/suç işlemenize sebep olmasın. Erdemli olmak [birr] ve sorumluluk bilinci taşımak [takvâ] konusunda yardımlaşınız ama günah işleme ve düşmanlık etme konusunda yardımlaşmayınız. Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olunuz. Muhakkak ki Allah, azabı şiddetli “Avlanınız” emri, hac görevi bittikten sonra av yasağının kalktığını ifade eder. “Avlanmak isteyenler avlanabilir” demektir. Yoksa hac bittikten son... Devamı..Ey iman edenler! Allah'ın nişanelerine, hürmet edilen aya, Kâbe'ye hediye olan kurbanlığa, gerdanlıklar takılan hayvanlara, Rablerinden bol nimet ve rıza talep ederek Beyt-i Haram'a gelenlere saldırı ve saygısızlığı, helal saymayın. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan menettiği için bir topluluğa olan kininiz, aşırı gitmenize sebep olmasın. İyilikte ve takvada yardımlaşın, günah işlemek ve aşırı gitmekte yardımlaşmayın. Allah'tan sakının, şüphesiz Allah cezası pek şiddetli iman edenler! 1. Allah’ın şiarlarına, yani O’na itaati temsil eden mescit, ezan, Mushaf, başörtüsü ve benzeri kutsal işâret ve sembollere karşı saygısızca davranmayın!2. Savaşmanın yasak edildiği 2. Bakara 194 kutsal aylara tam olarak riayet edin! 3. Hac amacıyla Mekke’ye giden hacıların, Kâbe’de kurban etmek üzere yanlarında getirdikleri kurbanlıklara saygısızlık etmeyin! Meselâ, onların hac kafilelerine saldırmaya, kurbanlık hayvanlarını ellerinden almaya Ayrıca, hac ve umre dışında, Allah’a adandıklarının bir belirtisi olarak boyunlarına işâretler takılarak süslenen kurbanlıklara da aynı şekilde saygılı davranın!5. Bir de, hem ticâret yaparak Rab’lerinin lütfedeceği nîmetleri elde etmek ve hem de hac ibâdetini yerine getirerek O’nun rızasını kazanmak amacıyla Kutsal Kâbe’ye gelen hacılara karşı —bunlar, bir zamanlar sizi hacdan alıkoymuş düşmanlarınız bile olsalar— saygısızlık etmeyin! Onların huzur ve güven içinde topraklarınızdan geçmelerine izin verin. Çünkü sizler, yeryüzünde sulh ve adâleti sağlamakla yükümlüsünüz. Kabe’yi ziyaret amacıyla ihrama girerseniz —deniz avı hariç— avlanmayın. Fakat hac ibâdetlerini bitirip ihramdan çıktığınız zaman, Mekke’deki yasak bölge dışında ve hayvanların etinden, derisinden vs. faydalanmak veya zararından korunmak amacıyla avlanabilirsiniz. Fakat sırf zevk için avlanmak doğru zamanlar Kâbe’yi ziyaret etmenize engel oldukları için bu insanlara karşı duyduğunuz öfke, sizi asla adâletsizliğe sevk etmesin! Geçmişten kaynaklanan intikam duygularıyla onlara saldırmaya, eziyet etmeye kalkmayın! İlâhî dâvet onlara açık ve net olarak ulaşıncaya kadar da, Kâbe’yi haccetmelerine engel yeryüzünde zulüm ve haksızlığı ortadan kaldırmak ve İslâm’ın ortaya koyduğu iman ve hayat sistemini egemen kılmak için birleşin Ahlâkî değerleri yeniden yücelterek iyilikleri yaygınlaştırma ve zulme karşı tek yumruk olarak kötülükleri engelleme konusunda birbirinizle yardımlaşın; günah işlemek ve düşmanlıkları körüklemek amacıyla yardımlaşmayın! Allah yolunda mücâdeleyi terk ettiğiniz takdirde, meydan kötülere kalır ve zulüm, sistemleşerek insanlığın başına bir kâbus gibi çöker. O hâlde, Allah’tan gelen ilkeler doğrultusunda hayata yön vererek kötülüğün her çeşidinden titizlikle sakının! Şunu hiç unutmayın ki, Allah’ın cezalandırması çok çetindir!Eti yenilmesi haram kılınan hayvanlara gelinceEy iman edenler! Allah’ın nişanelerine hürmetsizlik etmeyin! Haram Ay’a da, Kurbanlık Hediyeler’e de, Gerdanlıklar’a da, rabb’lerinden bir lütuf ve hoşnutluk isteyerek Beyt-ül Harâm’a Gelenler’e de hürmetsizlik etmeyin! İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Mescid ül-Harâm’a girmenizi engellediği için bir kavmin kötülüğü sizi, haddi aşarak suça sevketmesin! İyilik ve Takvâ üzerine yardımlaşın; Günah ve Düşmanlık üzerine yardımlaşmayın! Allah’tan sakınıp korunun! Allah, Azab’ı müminler! Tanrı'nın belirlediği hac ziyaret noktalarını ve yasaklı ayın kurallarını ihlâl etmeyin. Üzerinde kurbanlıktır işareti bulunan hayvanları avlamayın. Yasaklı ev / Ka'beye sığınanlara da ilişmeyin, bırakın huzur içinde Rab’lerinin rızasını ve ikramını talep etsinler. İhramdan çıkar çıkmaz avlanabilirsiniz. Vaktiyle sizi Ka'beye sokmayanlara karşı beslediğiniz kin, sizi taşkınlık yapmaya sevk etmesin. İyilik ve sağlamcılıkta yardımlaşın; günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayın. Kendinizi sağlama alın. Çünkü Allah'ın cezası serttir…Ey iman edenler! Allah’a adamak için işaretlediğiniz hayvanlara, haram aya, hac kurbanına takılı gerdanlıklara, Rabbinin rızası gözeterek Kâbe’ye ziyaret için gelenlere saygısızlık etmeyin! İhramdan çıktığınızda size helal kılınanları avlayabilirsiniz. Mescid-i Haram’dan alıkoydular diye, bazılarına karşı duyduğunuz kin sizi haddi aşmaya, zulme sürüklemesin! Her zaman Allah’ın yasalarına uyarak saygı gösterin! Allah’a karşı gelmekten sakınmak üzere birbirinizle yardımlaşın! İyilikleri hâkim kılmak üzere birbirinize en güzel desteği verin! Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın! Allah’a karşı gelmekten sakının! Bilin ki; Allah’ın cezası çok şiddetlidir. Ey iman edenler! Allah’ın sembollerine, [*] haram aylara, hediye edilmiş kurbanlara ve onlardaki gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Saygın Ev’e Kâbe’ye [*] yönelmiş kişilere saygısızlık etmeyin! İhramdan çıkınca avlanın! Mescid-i Haram’dan sizi engelledikleri için bir topluma karşı öfkeniz sizi haddi aşma suçuna sevk etmesin! [*] İyilik ve [takvâ] duyarlılık üzerine yardımlaşın; günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın! Allah’a karşı [takvâ]lı duyarlı olun! Şüphesiz ki Allah azabı şiddetli dört kez geçen [şeâirullah] tamlaması, Mâide 52’de genelde “Allah’ın sembolleştirdiği değerler”, Bakara 2158’de “Safâ ve Merve”, Hacc 22... Devamı..Ey îman edenler! Allah’ın ibâdet amaçlı sembollerine,¹ içerisinde savaşılması haram olan aya,² Kâbe’ye armağan edilen kurbanlığa, gerdanlıklı kurbanlara³ ve Rablerinin lütuf ve rızasını kazanmak amacı ile Kâbe’ye yönelenlere sakın saygısızlık etmeyin. Ancak ihramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoyduklarından dolayı bir topluma olan kininiz sizi suç işlemeğe sevk etmesin. Birbirinizle iyilik ve takva konusunda yardımlaşın fakat günâh ve düşmanlık konusunda sakın yardımlaşmayın. Allah’a karşı hata etmekten sakının. İyi bilin ki Allah’ın cezâsı çok Şiâr sözlük anlamı olarak; nişane, sembol, arma, parola demektir ve çoğulu şeâir’dir. Allah’ın, sembol olarak belirlediği saygı gösterilmesi ve kor... Devamı..Siz ey imana ermiş olanlar! Allah’ın koyduğu sembollere ve kutsal [Hac] ayına ve süslenmiş kurbanlıklara ⁴ ve Rablerinin lütuf ve rızasını isteyerek Beytu’l-Harâm’a koşanlara karşı saygısızlıkta bulunmayın; [ancak] hac göreviniz bittikten sonra ⁵ serbestçe avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Harâm’dan alıkoyanlara karşı öfkeniz, saldırganlık yapmanıza yol açmasın ⁶ erdemi ve ilahî sorumluluk bilincini geliştirmede birbirinizle yardımlaşın, kötülüğü ve düşmanlığı artırmada değil; Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun Ve unutmayın ki Allah’ın intikamı çetindir!4 Lafzen, “ne kurbanlara, ne de süslere” -Allah adına kurban edilmek ve etlerinin çoğu yoksullara dağıtılmak üzere hac esnasında Mekke’ye getirilmiş o... Devamı..Ey iman edenler! Allah’ın dini sembollerine, dokunulmaz kutsal aya, hac kurbanlarına ve gerdanlık takılmış kurbanlık hayvanlara, Rablerinin lütfunu aramak/ticaret yapmak ve onun rızasına ulaşmak için Beyt-i Harama gelenlere saygısızlık İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi daha önce Mescid-i Haram’a girmenizi engellediği için bir topluma olan öfkeniz, onlara karşı saldırganlığa sebep İyilik ve kötülüklerden korunma hususunda yardımlaşın, günah ve düşmanlık hususunda Allah’tan korkun. Allah’ın cezalandırması çok şiddetlidir. 122/27, 2 4/135, 35/8, 44/85-114Siz ey iman edenler! Allah’ın sembollerine, kutsal aya, gerdanları süslenmiş kurbanlıklara ve Rablerinin ihsan ve rızasını isteyerek Beytu’l-Haram’a koşanlara karşı saygısızlık etmeyin! Ancak, hac ile ilgili sorumlulukları yerine getirdiğiniz zaman avlanın! Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoyanlara olan hıncınız, onlara saldırganlık yapmanıza yol açmasın;[⁸⁸⁶] erdem ve takvada[⁸⁸⁷] birbirinizle dayanışma içinde olun, günahkârca kötülük ve düşmanlıkta değil; artık Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun Çünkü Allah’ın cezası pek çetindir.[886] Zımnen Zulme uğramayı zulmetmenin gerekçesi yapmayın! [887] Birr fıtrata karşı sorumluluğun gereği olan sorumlu davranış, takva Allah’a karş... Devamı..Ey imân edenler! Allah Teâlâ'nın ahkâm-ı şer'iyesine ve haram olan aya ve Harem'e gönderilen kurbana ve gerdanlıklı kurban hayvanlarına Rablerinden fazl ve rıdvan talebinde bulunarak Beyt-i Harâm'a gelmek kasdinde bulunanlara tecavüzü helâl addetmeyiniz. İhramdan çıktığınız zaman artık avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan men etmiş olduklarından dolayı bir kavime olan öfkelenmeniz sizi sakın tecavüze sevketmesin. Ve birr ve takvâ üzere yardımlaşınız ve günah ve adâvet üzere yardımlaşmayınız. Ve Allah Teâlâ'dan korkunuz, şüphe yok ki, Allah Teâlâ'nın azabı pek iman edenler! Ne Allah'ın şeairine, ne şehr-i harama, ne Kâbe'ye hediye olarak gönderilen kurbanlık hayvanlara, hele hele gerdanlık takılı kurbanlıklara, ne de Rabbinin lütfunu, ihsan edeceği kazancı ve O'nun rızasını arzulayarak Beyt-i Haram'a yönelenlere sakın hürmetsizlik etmeyin. İhramdan çıkınca isterseniz avlanın. Sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi engellediler diye birtakım kimselere karşı beslediğiniz kin ve öfke, sakın sizin onlara saldırmanıza yol açmasın. Siz iyilik etmek, fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın, günah işlemek ve başkasına saldırmak hususunda birbirinizi desteklemeyin. Allah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah'ın cezası çok şiddetlidir. [2, 194. 217; 5, 97; 9, 13; 22, 32]Şeâir Bir dini, bir milleti veya bir sistemi temsil eden nişane, amblem demektir. Devlet bayrakları, askerî üniformalar, paralar gibi. Bunlara yapıla... Devamı..Ey inananlar, ne Allah'ın işaretlerine, ne haram aya, ne kurbana, ne gerdanlıklı kurbanlara ve ne de Rablerinin lutuf ve rızasını arzu ederek Beyt-i haram'a doğru gelenlere saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i haram'dan çevirdiklerinden dolayı bir topluma karşı beslediğiniz kin, sizi suç işlemeğe itmesin. İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın, Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı Mü'minler! Allâh'ın şe'âirini menâsik-i haccı yâhud ahkâm-ı dîni icrâ itmemek veyâ bozmak ile, şehr-i harâmı onda kıtâl ve muhârebe ile, hedyi Ka'be'ye ihdâ olunan kurbânı, kalâidi hac kurbânı oldığı bilinmek içün boynuna tasma takılan hayvânları ahz ve gasb ve yâhud mahalline vusülden men' ile helâl saymayınız. Rablerinin lütuf ve ihsânını ve rızâsını isteyerek Beytü'l Harâm'a gelüb emn ve emâna girenlerin ziyâret veyâ ticâret maksadıyla Mekke'ye gelen müşriklerin ve kâfirlerin katlini helâl 'add itmeyiniz. İhrâmdan veyâ Harem'den çıkdığınızda sayd idiniz. Mescid-i Harâm'dan sizi men' iden kavme olan şiddet-i buğzunuz onlara tecâvüz ve te'addî ile sizi vebâle sokmasun. Hayır ve hasenât ve takvâ üzerine birbirinize mu'âvenet idiniz. Zulüm ve günâh üzerine birbirinize mu'în olmayınız ve Allâh'dan ittikâ idiniz. Allâh'ın 'azâbı inanıp güvenenler, Allah’a kulluğun simgelerine, haram yasak ayına, hac kurbanına, gerdanlıklı kurbanlara[*] ve Rablerinin ikramını ve rızasını aramak için Kabe’ye yönelenlere saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram’dan men eden bir topluluğa duyduğunuz öfke, sakın sizi aşırılığa sevk etmesin. İyilikte ve kendinizi korumada takvada yardımlaşın ama günahta ve taşkınlıkta yardımlaşmayın. Allah’tan çekinerek kendinizi koruyun çünkü Allah’ın cezası pek ağırdır.[*] ... Bir hayvanın kurban olarak belirlendiğini göstermek için boynuna takılan halka, nişan, Ey iman edenler, Allah'ın nişanelerine, haram aya, kurbanlığa ve gerdanlık takılan hayvanlara, Rab'lerinden nimet ve rıza isteyerek Beyt-i Harama gelenlere saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'a girmenizi engellediği için bir topluma olan kininiz, aşırı gitmenize sebep olmasın. İyilik ve takva hususunda yardımlaşın, günah ve düşmanlık hususunda yardımlaşmayın. Allah'tan korkun. Allah'ın cezalandırması iman edenler! Allah'ın nişanlarına,1 Haram Aylara, hac kurbanlarına, kurban olarak işaretlenmiş hayvanlara, Rablerinin lütfunu ve rızasını arayarak Kâbe'ye gelenlere tecavüz etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman ise avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haramın ziyaretinden alıkoydukları için bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. İyilik ve takvâda2 yardımlaşın; günahta ve düşmanlıkta yardımlaşmayın. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın cezası pek çetindir.1 Allah’ın, bir İslâm simgesi olarak koyduğu hükümlere. Bir örneği için 2158’e bakınız.2 Takvâ için 22’nin açıklamasına bakınız.... Devamı..Ey iman edenler! Allah'ın ibadet, iyilik ve güzellik alâmeti kıldığı şeylere, çarpışmanın yasak olduğu haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklara, Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek Mescid-i Haram'a gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin! İhramdan çıktığınız vakit avlanın. Bir topluluğun, sizi Mescid-i Haram'dan uzak tutmak için sergilediği kötülük, sizi saldırganlık ve düşmanlığa sakın itmesin! Hayırda erginlik/dürüstlük ve takva üzere yardımlaşın! Kötülük/çirkinlik, düşmanlık/saldırganlık üzere yardımlaşmayın. Allah'tan sakının! Kuşkunuz olmasın ki, Allah'ın azabı çok anlar kim įmān getürdiler! ḥelāl eylemeñ Tañrı’nuñ hac nişānlaruñ ne daħı ḥarām ayı ne daħı ķurban kim ķa'be'ye viribįrler ne daħı ķurbān boyuma daķduklarun ne daħı ķaśd eyleyicileri ķa'be'ye kim isterler eylügi ya'nį bezirgenlıķ anlaruñ çalabısından daħı ħoşnūdluķ. daħı ķaçan iḥram ŧonından çıķası avlañ. daħı ķazarını aśım si 'afv bir ķavm sevmemek ya'nį mekke kāfirleri kim yıġdılar sizi mescid-i ḥarām’dan kim artuķlıķ eyleyesiz daħı arķa virişüñ eylük üzere daħı śaķınmaķ üzere daħı arķa virişmeñ yazuķ üzere daħı žulm eylemek üzere. daħı śaķınuñ Tañrı’dan bayıķ Tañrı ķatı ' īmān getüren kişiler, ḥalāl görmeñüz Tañrı Taālā ḥarām eyledügi nesne‐leri, ḳurbānları daḫı ḥalāl görmeñüz, Mekketu’llāha ḳaṣd eyleyenleri öl‐dürmegi daḫı ḥalāl görmeñüz, isterler ki Tañrı Taālānuñ keremi[n], rāżılıġındaḫı isterler. Ḳaçan iḥrāmdan çıḳsañuz av avlañuz, daḫı sizi yamanlıġa bı‐raḳmasun bir ḳavm yamanlıḳ eylemegi ki men eylediler sizi Mekke‐tu’llāhdan, taaddī eylemeñüz biri birüñüze, yardım idüñüz yaḫşılıḳ üstine,taḳvā üstine, daḫı biri birüñüze yardım eylemeñüz yamanlıḳ üstine, düş‐manlıḳ üstine daḫı, daḫı Tañrıdan ḳorḳuñuz. Taḥḳīḳ Tañrı Taālānuñ iman gətirənlər! Allahın müəyyən etdiyi mərasimə həcc mərasiminə, haram hörmətli aya həcc ayı hesab edilən zülhiccəyə və ya rəcəb zülqə’də, zülhiccə və məhərrəm aylarına, Kə’bəyə gətirilən qurbanlara, boynuna nişan taxılmış qurbanlıq heyvanlara, həmçinin Rəbbinin lütfünü və razılığını diləyərək Beytülhərama müqəddəs evə üz tutub ziyarətə gələnlərə hörmətsizlik etməyin! [Onlara qarşı nalayiq işlər görməyi özünüzə halal rəva bilməyin!] İhramdan çıxdığınız zaman istəsəniz ov edin. Vaxtilə sizi Məscidülhərama daxil olmağa qoymayan camaata qarşı bəslədiyiniz kin sizi təcavüzə sövq etməsin zülm və haqsızlıq günahına batırmasın. Yaxşılıq etməkdə və pis əməllərdən çəkinməkdə əlbir olun, günah iş görməkdə və düşmənçilik etməkdə bir-birinizə kömək göstərməyin. Allahdan qorxun. Həqiqətən, Allahın əzabı şiddətlidir!O ye who believe! Profane not Allah's monuments nor the Sacred Month nor the offerings nor the garlands, nor those repairing to the Sacred House, seeking the grace and pleasure of Allah. But when ye have left the sacred territory, then go hunting if ye will. And let not your hatred of a folk who once stopped your going to the Inviolable Place of Worship seduce you to transgress; but help ye one another unto righteousness and pious duty. Help not one another unto sin and transgression, but keep your duty to Allah. Lo! Allah is severe in ye who believe! Violate not the sanctity of the symbols of Allah,686 nor of the Sacred Month,687 nor of the animals brought for sacrifice, nor the garlands that mark out such animals, nor the people resorting to the Sacred House,688 seeking of the bounty and good pleasure of their Lord. But when ye are clear of the Sacred Precincts689 and of pilgrim garb, ye may hunt and let not the hatred of some people in once shutting you out of the Sacred Mosque lead you to transgression and hostility on your part.690 Help ye one another in righteousness and piety, but help ye not one another in sin and rancour fear Allah. for Allah is strict in Cf. 2158, where Safa and Marwa are called "Symbols sha'a'ir of Allah". Here the Symbols are everything connected with the Pilgrimage, viz., 1... Devamı..
İyilik ve Yardımseverlik Üzerine En güzel Anlamlı Özlü Sözler Mesajlar ve Yazılar Başkasına yararı dokunan insan en kusursuz insandır Sophokles iyilik ile ilgili güzel sözler Sayfanın Konusu ,İyilik ve yardımseverlik ile ilgili hadisler,İyilik ve yardımseverlik ile ilgili hikaye,Yardımseverlik ile ilgili sözler,İyilik ve yardımseverlik ile ilgili şiirler,İyilik ve yardımseverlik ile ilgili ayetler,doğruluk ile Ayetler Bir kör bir köre yol gösterirse ikiside çukura yuvarlanır Matthew Henry Dostuna da, düşmanına da yardım et, çünkü o zaman dostunla daha yakın dost, düşmanınla da dost olursunClebul Eğer hür bir toplum sayıca daha çok olan fakirlere yardım edemezse, sayıca az olan zenginleri de kurtaramazJohn Kennedy Her yardım, cennete doğru bir basamaktır HWard Beecher Herkes ötekisine yardım etseydi, herkesin işi yapılmış olurdu Erner Erchenbach Işık yapmanın iki yolu vardır ya kandil olmak, ya da yansıtan ayna… Edith Warton İnsan, dostlarının acılarına, onlarla bir olup ağlayıp sızlamakla değil, yardım ve bakım ile katılmalıdır Epukuros İnsanın en iyi yardımı kendi kendisine yaptığı yardımdır Goethe İnsanlar, birbirlerine yardımdan el çektikleri gün, insanlık yok olur, karşılıklı dayanışma olmazsa toplumlar olmazWalter Scott İyilik etmek, fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın günah işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın Maide Suresi, 2 Küçüklerin yardımı olmaksızın hiçbir büyüğün başarıya ulaştığı görülmez Bu, ne küçüğü büyütür, ne de büyüğü küçültür Cemil Sena Sevmek fiilinden sonra gelen dünyanın en güzel fiili yardım etmektir V Suttner Size yapılan en ufak bir yardımı sakın unutmayınız, yaptığınız en büyük yardımı ise hiçbir vakit hatırlamayınızChilon Yardımlar tıpkı çiçek gibidir, ne kadar taze ise insanları o kadar memnun eder Chillon iyilik ve yardımseverlikle ilgili en güzel hikayeler İyilik ve Yardımseverlik ile ilgili Hikayeler İskoçya’da adı Fleming olan yoksul bir çiftçi yaşıyordu. Bir gün tarlada çalışırken bir çığlık duydu. Hemen sesin geldiği yere koştu. Beline kadar bataklığa batmış bir çocuk, kurtulmak için çırpınıp duruyor, yardım istiyordu. Çiftçi, çocuğu bataklıktan çıkardı, ölümden kurtardı. Ertesi gün Fleming’in evinin önüne gelen gösterişli arabadan şık giyimli biri indi… Çiftçinin kurtardığı çocuğun babası olarak kendini tanıttı ve “Oğlumu kurtardınız, size bunun karşılığını vermek istiyorum” dedi. Yoksul ve onurlu Fleming, “Kabul edemem” diyerek ödülü geri çevirdi. Tam bu sırada kapıda çiftçinin küçük oğlu göründü, “Bu senin oğlun mu?” sorusuna çiftçi gururla, “Evet!” dedi. Kurtarılan çocuğun babası, “Gel seninle bir anlaşma yapalım” dedi. “Oğlunu bana ver, iyi eğitim almasını sağlayayım. Eğer karakteri babasına benziyorsa, ileride gurur duyacağın bir kişi olur.” Bu konuşmalar sonunda Fleming’in oğlu iyi bir eğitim gördü. Londra’daki St. Mary’s Hospital Tıp Fakültesi’nden mezun oldu ve tüm dünyaya adını Pensilin’i bulan Sir Alexander Fleming olarak duyurdu. Bir süre sonra, aristokratın oğlu zatürreeye yakalandı. Onu ne mi kurtardı? iyilik ile ilgili anlamlı sözler Yardım Severlik İle İlgili Anlamlı Sözler Başkasına yararı dokunan insan en kusursuz insandır. Sophokles Bir kör bir köre yol gösterirse ikiside çukura yuvarlanır. Matthew Henry Dostuna da düşmanına da yardım et çünkü o zaman dostunla daha yakın dost düşmanınla da dost olursun. Clebul Yardım etmekle ilgili sözler Eğer hür bir toplum sayıca daha çok olan fakirlere yardım edemezse sayıca az olan zenginleri de kurtaramaz. John Kennedy Her yardım cennete doğru bir basamaktır. Beecher Herkes ötekisine yardım etseydi herkesin işi yapılmış olurdu. Erner Erchenbach Işık yapmanın iki yolu vardır ya kandil olmak ya da yansıtan ayna… Edith Warton İnsan dostlarının acılarına onlarla bir olup ağlayıp sızlamakla değil yardım ve bakım ile katılmalıdır. Epukuros İnsanın en iyi yardımı kendi kendisine yaptığı yardımdır. Goethe İnsanlar birbirlerine yardımdan el çektikleri gün insanlık yok olur karşılıklı dayanışma olmazsa toplumlar olmaz. Walter Scott İyilik etmek fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın. günah işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın. Maide Suresi2 Küçüklerin yardımı olmaksızın hiçbir büyüğün başarıya ulaştığı görülmez. Bu ne küçüğü büyütür ne de büyüğü küçültür. Cemil Sena Sevmek fiilinden sonra gelen dünyanın en güzel fiili yardım etmektir. V. Suttner Size yapılan en ufak bir yardımı sakın unutmayınız yaptığınız en büyük yardımı ise hiçbir vakit hatırlamayınız. Chilon Yardımlar tıpkı çiçek gibidir ne kadar taze ise insanları o kadar memnun eder. Chillon iyilik ve yardımseverlik ile ilgili şiirler İyilik ve Yardım Severlik İle İlgili Anlamlı Şiirler İsminin açıklanmasını istemeyen Bir yardımseverim ben Bensiz günaydınları Bağışlıyorum sana Sence çok büyük Bu yaptığım Ama ne sen tanıyorsun beni Ne de başkaları biliyor gerçek kimliğimi Her zaman bağışlanan Kazanıyor bir şeyleri Ve devamlı unutuluyor Yapılan bağış ardından Bağış yapan birileri Bensiz günaydınları Bağışlıyorum sana Sen de unut beni Daha öncesinde bağışladığım her şeyi Tıpkı avuç içinde sunduğumda sana savunmasız kalbimi Elinin tersiyle itip nankörlük ettiğin gibi… İyilik ve Yardımseverlik ile ilgili Ayetler 244 – İnsanlara iyiliği emreder de kendinizi unutur musunuz? Halbuki kitab Tevratı okuyorsunuz. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız? 258 – Hani bir zamanlar “Şu şehre girin de onun nimetlerinden dilediğiniz şekilde bol bol yiyin ve kapıdan secde ederek girin ve “hıtta” bizi bağışla! deyin ki, size, hatalarınızı mağfiret ediverelim, iyilik yapanlara nimetlerimizi daha da arttıracağız” dedik. 283 – Hani bir vakitler İsrailoğulları’ndan şöylece mîsak kesin bir söz almıştık Allah’dan başkasına tapmayacaksınız, ana-babaya iyilik, yakınlığı olanlara, öksüzlere, çaresizlere de iyilik yapacaksınız, insanlara güzellikle söz söyleyecek,namazı kılacak, zekatı vereceksiniz. Sonra çok azınız müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz, hâlâ da dönüyorsunuz. 2112 – Hayır, hayır! Kim özü iyilik dolu olarak yüzünü Allah’a tertemiz döndürür ve teslim ederse, işte onun Rabbi katında ecri vardır. Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olacak değiller. 2177 – Yüzlerinizi bazan doğu, bazan batı tarafına çevirmeniz erginlik değildir. Fakat eren o kimselerdir ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitabave bütün peygamberlere iman edip, yakınlığı olanlara, öksüzlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve esirleri kurtarmaya seve seve mal verirler. Namazı kılarlar, zekatı verirler. Bir de andlaştıkları zaman sözlerini yerine getirenler, hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve harbin şiddetli zamanında sabır ve kararlılık gösterenler var ya, işte doğru olanlar da bunlardır, korunanlar da bunlardır. 2189 – Sana hilâllerden soruyorlar. De ki Onlar insanlar için de, hac için de vakit ölçüleridir. Bununla beraber iyilik, evlere arkalarından gelmeniz değildir. Fakat iyiliğe eren, kötülükten korunan kimsedir. Evlere kapılarından gelin, Allah’tan korkun ki, kurtuluşa eresiniz. Doğruluk ile ilgili ayetler Eğer kulumuza Muhammed’e indirdiğimiz Kur’an hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sûre getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi çağırın ve bunu ispat edin. Bakara Suresi 23. Ayet De ki “Eğer iddia ettiğiniz gibi Allah katındaki ahiret yurdu cennet diğer insanlar için değil de, yalnız sizinse ve doğru söyleyenler iseniz haydi ölümü temenni edin!” Bakara Suresi 94. Ayet Bir de; “Yahudi ve Hıristiyanlardan başkası Cennet’e girmeyecek” dediler. Bu, onların kuruntuları! De ki “Eğer doğru söyleyenler iseniz iddianızı ispat edecek delilinizi getirin.” Bakara 111. Ayet Allah şöyle diyecek “Bugün, doğrulara, doğruluklarının yarar sağlayacağı gündür.” Onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’dan razı olmuşlardır. İşte bu büyük başarıdır. Maide Suresi 119. Ayet Yoksa, başlangıçta yaratmayı yapan, sonra onu tekrarlayan ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile birlikte başka bir ilah mı var!? De ki, “Eğer doğru söyleyenler iseniz kesin delilinizi getirin.” Neml Suresi 64. Ayet Biz ise, istiyorduk ki yeryüzünde ezilmekte olanlara lütufta bulunalım, onları önderler yapalım ve onları varisler kılalım. Kasas Suresi 5. Ayet
osmanlı zamanında 63 yaş ve üzeri ecdadımıza yaşı sorulduğunda verdikleri cevap "haddi aştık" olurmuş. peygamber efendimize duydukları saygı ve sevginin incelikli dışa vurumu.. çok bildiğini sanıp haddini bilmemek ve kibirden çuvallamak sakıncalı gibi görülmesi günümüz kullanımından kaynaklanmaktadır. aslında haddi aştık derken ki hat* ; çizgi , belirteç anlamındaki hattır ve kişinin peygamberin ölüm yaşı olan 63'ü geçtiğini belirtir. yoksa peygamberden fazla yaşamak ne haddimizedeki hadd gibi son aşama anlamını taşımaz. had ve hudud seviyesini bilip göztemek edep göstergesidir. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
DİNEN AŞIRI GİTMEK VE HADDİ AŞMAK NEDİR ? Günah; akıl sahibi, seçme ve irade ortaya koyma melekesine haiz insanlar ve cinler içindir. Hatasız kul olmaz ve günahsız olanlar sadece meleklerdir. Allah’ın rahmeti tüm bu günahları örtecek kudret ve genişliktedir. Acı ve vahim olan ise günah işlemekten ve sonuçlarından korkmamaktır ki bu artık gaflet veya cehalet değil, zulüm derecesine varan delalet ve hıyanettir. Bu nedenle insan günah işlemekten değil, tevbe etmemekten, pişman olmamaktan ve günahın vebalinden çekinmeden, aşırıya gidip haddi aşmaktan korkmalıdır. Yüce Allah affediciliği kadar günah sahiplerine tevbe ve salih amel için süre vermesiyle de rahmeti bol olandır. Böyle olması, günahkâr zalimlerin tövbesine imkân sağlanması, tövbeye yanaşmazlar ve kötülük üretmeye devam ederlerse zulümleri artsın ve helakleri hak olsun, ayrıca o zalimlere uyanlar belli olsun diyedir. “Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.” Nahl 16/61 Aslen kötü olan vebalden korkmamak ve aşırı gitmek – haddi aşmak olduğuna göre dinen bunların ne anlama geldiğine bakalım. Dinen aşırı gitmek; olması gerekenden fazla zorlamak, fazlasını istemek, sınırları aşmak, haddi bilmemek, hakikati değiştirmeye çalışmak, eziyet ve zulüm üretmek, yanlışa zorlamak, fütursuzca alay etmek ve korkmadan günah işlemektir. Haddi aşmak ise; verilen akıl ve kalp nimetine, iman lütfuna rağmen zalim, cahil ve nankör insanın, Allah’ın sınırlarını vebalden korkmadan aşması, günah ve zulümde aşırı gitmesi, dini reddetmesi, dine yalan söyletenlerle bir olması, hakikate karşı savaş açması, Kur’an emirlerini yok saymasıdır. “Allah, şöyle der “Atın cehenneme, hakka karşı inatçı, hayrı hep engelleyen, haddi aşan şüpheci her kâfiri!” Kaf 50/24,25 AŞIRI GİTMEK Aşırı gitmenin Kur’an’daki tarifi en başta kötülük ve zulümde ileri giden Firavun örneğidir ki Hz. MUsa as Peygamberin tüm davet ve tebliğlerine, tüm mucizelere ve belalara rağmen Firavun aşırı gitmeye devamla zalimlerden olmuş, gerçeği reddederek batılı egemen kılmaya çalışmıştır. Cümleye eklenen gerçekten’ kelimesi ise bu zulüm ve hadsizliğe yapılan vurgudur, adeta yemindir. “Firavun ve ileri gelenlerinin kötülük yapmaları korkusu ile kavminin küçük bir bölümünden başkası Mûsâ’ya iman etmedi. Çünkü Firavun, o yerde zorba bir kişi idi. O, gerçekten aşırı gidenlerdendi.” Yunus 10/83 Eski kavimlerin ve helak edilen toplumların ana gafleti de işte bu aşırı gitmek belasıdır ki azıcık medeniyet veya refaha kavuşan toplumların hemen şeytanın ayak izlerini takip ederek sapması ve hadsizliğe müracat etmesi helaklerine sebep olmuştur. Dinleri aynı, kitapları aynıyken, insanların farklı yorumlarla dini kendi çıkarları doğrultusunda yontmak istemesi ise ayetin asıl vurgusudur ve dincilik ile tabir edilen menfaat çatışmalarının özü de budur. “Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.” Al-i İmran 3/19 Oysa Yüce Allah savaşta dahi, öldürme ruhsatında dahi aşırı gidilmesini, eziyet verilmesini istemez, hırs, kin ve öfke ile haddin aşılmasına asla razı olmaz. “Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda siz de savaşın. Ancak aşırı gitmeyin. Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez.” Bakara 2/190 Ancak maalesef yeryüzünde insan diye gezinen çoğu varlık aşırı gitmekte ve haddi aşmaktadır. “… Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller mucize ve âyetler getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da hâlâ yeryüzünde aşırı gitmektedir.” Maide 5/32 Aşırı gitmek ayetlerde çok sayıda yerde geçer ve aşırılık hem kötülük istikametinde hem de sözde iyilik fanatiklik-yobazlık adınadır. Keza ayetlerin yasakladığı bir diğer husus da kulun kendisi haddi aşmasa bile aşırılığa kaçanlara boyun eğmemesi şeklindedir. Yani günah, haram, haksızlık da aşırı gidenlere itaat dinen yasaktır. “De ki “Ey Kitap ehli! Hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin. Daha önce sapmış, birçoklarını da saptırmış ve dümdüz yoldan da şaşmış bir milletin arzu ve keyiflerine uymayın.” Maide 5/77 “Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol. Dünya hayatının zînetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyun eğme.” Kehf 18/28 “Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin temiz ve helâl olanlarından yiyin. Bu konuda aşırı da gitmeyin, yoksa üzerinize gazabım iner. Gazabım da kimin üzerine inerse, o muhakkak helâk olmuş demektir.” Ta’ha 20/81 “Hani, “Ey Mûsâ! Biz bir çeşit yemeğe asla katlanamayız. O hâlde, bizim için Rabbine yalvar da, o bize yerden biten sebze, kabak, sarımsak, mercimek, soğan versin” demiştiniz. O da size, “İyi olanı düşük olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Öyle ise inin şehre! İstedikleriniz orada var” demişti. Böylece zillet ve yoksulluk onları kapladı. Onlar, Allah’ın gazabına uğradılar. Bunun sebebi, onların; Allah’ın âyetlerini inkâr ediyor, peygamberleri de haksız yere öldürüyor olmaları idi. Bütün bunların sebebi ise, isyan etmek ve aşırı gitmekte oluşlarıydı.” Bakara 2/61 Çoğu aşırı haller ise imana mesafeli olmaktan ve yazık ki nefislere tabi olmaktan kaynaklanır. “Yûsuf, “Benim böyle yapmam, Aziz’in; yokluğunda, benim kendisine hainlik etmediğimi ve Allah’ın, hainlerin tuzaklarını başarıya ulaştırmayacağını bilmesi içindi” dedi. “Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” dedi.” Yusuf 12/52,53 Firavun misalinde olduğu gibi aşırılık hali, yalancılık ile aynı cümlede kullanılarak gerçeği saptırmanın, hatta gerçekten şüphe etmenin de haddi aşmak olduğu vurgulanmıştır ve böylelerinin durumu kötü yola mahkûm olmaktır. “Firavun ailesinden, imanını gizlemekte olan mü’min bir adam şöyle dedi “Rabbim Allah’tır, dediği için bir adamı öldürecek misiniz? Hâlbuki o, size Rabbinizden apaçık mucizeler getirdi. Eğer yalancı ise, yalanı kendi aleyhinedir. Eğer doğru söylüyorsa, sizi tehdit ettiği şeylerin bir kısmı başınıza gelecektir. Şüphesiz Allah, aşırı giden, yalancılık eden kimseyi doğru yola eriştirmez.” Mü’min 40/28 “Andolsun, daha önce Yûsuf da size apaçık deliller getirmişti de, onun size getirdikleri hakkında şüphe edip durmuştunuz. Daha sonra o ölünce de, “Allah, ondan sonra aslâ peygamber göndermez” demiştiniz. İşte Allah, aşırı giden şüpheci kimseleri böyle saptırır.” Mü’min 40/34 Ayetlerin bunca yasak ve tembihine de paralel olarak aşırı gitmenin dindeki cezası cehennemlik olmaktır ki buna aşırı gidenler ve aşırı gidenlere boyun eğenler dahildir. “Şüphe yok ki sizin beni tapmaya çağırdığınız şeyin ne dünya ne de ahiret konusunda hiçbir çağrısı yoktur. Kuşkusuz dönüşümüz Allah’adır. Şüphesiz, aşırı gidenler cehennemliklerin ta kendileridir. Size söylediklerimi hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını hakkıyla görendir.” Mü’min 40/43,44 Yine de Allah’ın rahmetinden ümit kesilmez ve kul her daim tevbe edebilir. Lakin bu tevbe şartlara bağlı olmamalı, tevbeye güvenip günahlar üst üste yığılmamalı, tevbe nasuh yani içten olmalıdır. Dahası riya ve gösterişe bezenmiş çakma tevbelerin sahibine faydası olmadığı gibi dinle, iman sahipleriyle alay etmenin verdiği ceza ve mesuliyeti de vardır. “De ki “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” Zümer 39/53 HADDİ AŞMAK Haddi aşmak, aşırı gitmekle hemen hemen aynı manada kullanılan bir yüklemdir ve aşırılıktan da fazlası görünümündedir. Haddi aşmak tevazuyu terk, sınırları inkar, vebal ve sorumlulukları reddetmek manasınadır ki bunun ucu sınavı inkara, ahireti umursamaya kadar gider ve bu akıbetleri kapkara eden bir beladır. Allah ise usul usul, sessiz ve gösterişsiz, tevazu ve alçak gönül ile yapılan duaları nasıl severse, kulları da öyle sever. Cümleyi tersten okursak, Allah kibirli yalancıları, aşağılayan servet şımarıklarını hiç ama hiç sevmez. Tabi bunlara güç ve destek veren, onlarla bir olanları da. “Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez.” A’raf 7/55 Haddi aşmanın, sıradan günahlardan öte ve kahredici olduğunu ayetlerden anlıyoruz ki eşcinsellik, sapıklık, bozgunculuk, zulüm, yalan ve iftira bunlara örnektir. Keza sıkışık anlarda Allah’a sığınıp, refaha erince Allah’ın adını dahi unutanlar, ayetlerin haddi aşanlar olarak tanımladığı kimselerdir. “Hakikaten siz kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Hayır, siz haddi aşan bir toplumsunuz.” A’raf 7/81 “İnsana bir sıkıntı dokundu mu, gerek yan üstü yatarken, gerek otururken, gerekse ayakta iken her hâlinde bu sıkıntıdan kurtulmak için bize dua eder. Ama biz onun bu sıkıntısını ondan kaldırdık mı, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi geçer gider. İşte o haddi aşanlara, yapmakta oldukları şeyler, böylece süslenmiş hoş gösterilmiştir.” Yunus 10/12 Günahkarların değil ancak haddi aşan, aşırı gidenlerin kalpleri mühürlenmiştir ve inkar eden, helake müstahak olan bu gafillerin artık kurtuluşları sadece Allah’ın rahmetine bağlıdır. “Sonra, onun ardından birçok peygamberi kendi toplumlarına gönderdik. Onlara apaçık mucizeler getirdiler. Fakat onlar önceden yalanlamakta oldukları şeye inanacak değillerdi. İşte biz haddi aşanların kalplerini böylece mühürleriz.” Yunus 10/74 “Haddi aşan ve Rabbi’nin âyetlerine inanmayanları işte böyle cezalandırırız. Şüphesiz ahiret azabı daha şiddetli ve daha kalıcıdır.” Ta’ha 20/127 “Sonra onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik. Kendilerini ve dilediğimiz kimseleri kurtardık. Haddi aşanları ise helâk ettik.” Enbiya 21/9 Haddi aşanlara kişi bazında Kur’an’ın verdiği örnek Firavun’dur. Ayetlerde 74 ayrı yerde geçen Firavun, inkârı, yalan ve iftiraları, şirki, mucizeleri reddedişi, din adamlarıyla servet sahiplerini yanına çekişi, Peygamberi yalanlayışı, işkence ve zulümleri vb. gafletleri nedeniyle haddi aşan aptallara gerçekten güzle bir örnektir. Bu cesaret ile sadece bilmemekten değil, dünya servetlerine güvenip, rızkı kendisi kazandı sandığındandır. Oysa hesap haktır ve bu dünyada sahip olunan her şey sınav içindir. “Andolsun, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan; Firavun’dan kurtardık. Çünkü o, haddi aşanlardan bir zorba idi.” Duhan 44/30,31 Firavun gibi kötülüğü emreden ve günaha, kibre, şirk’e zorlayan haddi aşmışlar için, haşa, Allah’a sövmek dahi mümkündür. Zaten Allah’a, dine ve Kur’an’a, Hz. Peygamber’e yalan söyletmek de aslen küfürdür ve mü’mine düşen bu kimseleri günahlarıyla baş başa bırakıp imana dönmek ve tevbe etmektir. “Onların, Allah’ı bırakıp tapındıklarına sövmeyin, sonra onlar da haddi aşarak, bilgisizce Allah’a söverler. Böylece her ümmete yaptıklarını süslü gösterdik. Sonra dönüşleri ancak Rablerinedir. O, yapmakta olduklarını kendilerine bildirecektir.” En’am 6/108 Haddi aşmanın aıl manası ise din adına nefse uyarak hüküm verme-koyma gafletidir ki helal-haram belirleme bunlardan sadece birisidir. Bu durum dahi Allah’ın azabına mahkum olmak demektir. “Allah, yemek zorunda kaldıklarınız dışında size neleri haram kıldığını tek tek açıklamışken, üzerine adının anıldığı hayvanları yememenizin sebebi nedir. Gerçekten birçokları nefislerinin arzularına uyarak bilmeden halkı saptırıyorlar. Şüphesiz senin Rabbin, haddi aşanları çok iyi bilir.” En’am 6/119 “Ey iman edenler! Allah’ın size helâl kıldığı iyi ve temiz nimetleri kendinize haram etmeyin ve Allah’ın koyduğu sınırları aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez.” Maide 5/87 Haddi aşanların küfrü, gafleti, hatta işkenceleri dahi imanlı kulları onlarla aynı şeyleri yapmaya sevk etmemelidir. Aksine mü’minler öğüt vermek, nasihat etmek, tevazu ve hoşgörü ile öğretmek ve örnek olmakla mükelleftir. Kimse kimseye bakıcı, sahip veya kimseden sorumlu değildir. Dinde zorlama yoktur ve din tebliğ – davetten ibarettir. Yapan yapar, yapmayan sonucuna katlanır. Bunun aksine o zulüm ve işkencelerin aynısıyla karşılık vermek bir mazeret veya hak değil, aynen zulümdür ki yanlıştır. O halde doğrusu sükuneti korumak ve Allah’a güvenmeye devam etmektir. “Ey iman edenler! … Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoydular diye birtakımlarına beslediğiniz kin, sakın ha sizi, haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva Allah’a karşı gelmekten sakınma üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir.” Maide 5/2 Ayetlerin ifadesiyle haksızlık, adaletsizlik, hile, tuzak, fesat, hırsızlık gibi hallerin tamamı haddi aşmaktır. “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helâk etmeyin. Şüphesiz Allah, size karşı çok merhametlidir. Kim haddi aşarak ve zulmederek bunu yaparsa, onu cehennem ateşine atacağız. Bu, Allah’a pek kolaydır.” Nisa 4/29,30 Kısaca ayetlerde emredilen emir ve yasakların yani sınırların her biri farz mahiyetindedir ve bunları aşmak, çizgiyi geçmek, vebalinden korkmamak, şefaate güvenmek, sahte tevbelerle kurtulunacağını sanmak yanlış ve batıldır. “Verdikleri sağlam sözü yerine getirmemeleri sebebiyle “Tûr”u üzerlerine kaldırdık ve onlara, “Tevazu ile kapıdan girin” dedik. Yine onlara, “Cumartesi yasakları konusunda haddi aşmayın” dedik ve onlardan sağlam bir söz aldık.” Nisa 4/154 Çare, deva ve doğru olan ise sadece Kur’an’dadır. Ve Yüce Allah o kadar rahmet ve merhamet sahibidir ki azmış, sapmış, haddi aşmış ve aşırı gitmekten çekinmeyen hale gelmiş toplumlardan dahi merhametini esirgemez, rahmetinden mahrum bırakmaz. Lakin böyle olması, azmışların doğru yaptığından değil, Rabbimiz Allah’ın sınırsız rahmetinden dolayıdır. Acı olan ise günahlarımızın o kadar çoğalmış olmasıdır ki Yüce Allah bizleri haddi aşmış olmakla suçlamaktadır. “Hâ Mîm. Apaçık Kitab’a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık. Şüphesiz o, katımızdaki ana kitapta Levh-i Mahfuz’da mevcuttur, çok yücedir, hikmetlerle doludur. Haddi aşan bir topluluk oldunuz, diye vazgeçip Zikir’le Kur’an’la sizi uyarmaktan geri mi duralım?” Zuhruf 43/1-5 Aynen aşırı gidenler bahsinde olduğu gibi Yüce Allah, haddi aşanlara da itaat etmeyi ve boyun eğmeyi yasaklamıştır ki buna uymayanlar haddi aşanlarla aynı tarafta demektir. “Yeryüzünde ıslaha çalışmayıp fesat çıkaran haddi aşmışların emrine itaat etmeyin.” Şu’ara 26/151,152 Hayat ve beşeri meşgaleler içinde insanlar çoğu zaman gruplara, farklı görüşlere ayrılır ve fakat bu doğruyu bulmak maksatlı olmalı, bölünme anlamı taşımamalıdır. Keza bu farklılık ve ayrılık bir husumete sebep olmamalı, kin ve nefreti körükleyenlerin, fitne ve fesat üretenlerin gemilerinden hemen inilmeli, haddi aşanlar terk edilmelidir. Ne zaman ki haddi aşanlar hatasını anlar ve yeniden Allah yoluna döner, bu kez affetme ve unutma sırası iman sahiplerindedir ve artık tevazu ile hoşgörü zamanıdır. Bu gayret ve anlayışın adı ise adalettir, hakları yerine koymaktır. Yine tersten okursak Allah adaletsizlik yapanları, haddi aşanları, kin güden fesatçıları, hakka karşı olanları, fitne-fesat üreten yalancı iftiracıları asla sevmez. “Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer Allah’ın emrine dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve onlara adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever.” Hucurat 49/9 Nihayet insanlar, belli süre için yeryüzüne doğurtulmuş, imtihana tabi varlıklardır. Allah dilerse tamamnı bir saniyede yok eder ve yerine yenilerini getirir. Bu dünya süslü bir oyun ve sınav alanından başka bir şey değildir. Buradaki süsler ve tüm yaratılanlar ise fani, yani ölümlüdür. O halde baki olan sadece Allah’tır, zengin olan O’dur, kimseye muhtaç olmayan O’dur. İnsan ise önce Allah’a ve sonra imana, dine, Kur’an’a, kendisine doğrunun gösterilmesine, affedilmeye, rızık verilmesine muhtaç olandır. Bu sebeple insan, bu sonsuz kudret karşısında haddi aşmak ve aşırı gitmek bir yana tevbe ile Rabbine yönelmesi, aşırılık ve haddi aşmaktan vazgeçmesi gerekendir. Yani insan yanlıştan ne kadar erken dönerse o kadar kardadır. “Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye hakkıyla lâyık olandır. Eğer Allah dilerse, sizi giderir ve yeni bir halk getirir. Bu, Allah’a göre zor bir şey değildir.” Fatır 35/15-17 Son söz; dünya üzerinde yaşananlara bir de haddi aşmak ve aşırı gitmek penceresinden bakarsak o kadar yanlış ve aşırı giden görürüz ki helake mahkûm olduğumuzu kolayca anlarız. Bu gaflet sahipleri fitne ve fesatla, yalan ve iftirayla o denli haddi aşarlar ki bereket ve huzur külliyen ortadan kalkar. Hak, adalet çatırdar, gerçek titrer, masumiyet zarar görür. Bu ise zulüm ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaktır ve bunun cezası da ebedi cehennem yurdudur. Böylelerinin ıslah olmaz halleri ise elbette hem kendileri ve hem de başkaları için ayrı bir sınavdan ibarettir. Çünkü Yüce Allah’ın verdiği süre tevbe veya o bozgunculara uyacaklar belli olsun diyedir. İşte haddi aşmamak, aşırı gitmemek tam olarak budur, sınırlara uymak, gerçeğe sadık kalmak, Allah’ın sınırlarına riayet etmeye gayret etmektir. Ötesi? Ötesi … ve zıddı helaktir, helake mazhar olmaktır, ebedi cehennem ateşlerine razı olmaktır. Din Kur’an’da, deva, çare, doğru ve mutlak olan sadece Kur’an’dadır. Allah kimseyi doğru yoldan ayırmasın, doğru yoldan çıkanlarla aynı gemiye bindirmesin. Amin!
haddi aşmak ile ilgili ayetler