🪀 Yürek Sıkıntısı Türlü Korkular Ve Teşhis Konulamayan Hastalıklar Için
h1MlYK. Aşısı olmayan ölümcül hastalık Lassa Humması - 1757 Güncelleme - 1340 Nijerya'da hızla ve geniş bir alan yayılan ölümcül Lassa hummasının aşısı olmadığı gibi teşhisi de oldukça zor. Sadece Ocak ayında bin kişi Lassa hummasına yakalandı. Lassa hummasına yakalanlar ateş, baş ağrısı ve yorgunluk gibi hafif belirtiler gösteriyor. Bazı hastalarda ise hiçbir belirti gözlenmiyor Bu yılın başından bu yana Nijerya ölümcül bir hastalığın pençesinde. Lassa humması çok tehlikeli bir salgına dönüşebilir ve aşısı bulunmuyor. Lassa humması yeni bir hastalık değil ama daha önce görülmemiş biçimde hızlı ve geniş bir alana yayılıyor. Zaten sayıları yetersiz olan sağlık personelinin de bazıları hastalığa yakalanarak öldü. "Viral hemorajik ateş" olarak tanımlanan ölümcül hastalık pek çok organı etkiliyor ve kan hücrelerine zarar veriyor. Tedavisi ise çok zor. Lassa hummasına yakalanlar ateş, baş ağrısı ve yorgunluk gibi hafif belirtiler gösteriyor. Bazı hastalarda ise hiçbir belirti gözlenmiyor. Çok ciddi vakalarda ise hastalık Ebola virüsü gibi burundan, ağızdan ya da vücudun diğer bölgelerinden kanamalara neden olabiliyor. Resmi kayıtlara göre vakaların yüzde 1'i ölümle sonuçlandı. Ancak gebeyken bu hastalığa yakalanan kadınların yüzde 80'i bebeklerini kaybediyor ya da ölüyor. Ocak ayından bu yana Nijerya'da Lassa humması vakasıyla karşılaşıldı. 90 kişinin bundan öldüğü sanılıyor ancak ölüm oranının yüzde 22'ye ulaştığı tahmin ediliyor. Çünkü hastalığın teşhisi çok zor. Hastalığı erken safhalarda sıtma ya da dang hummasından ayırmak imkansız. Hastalığı teşhis edebilmek için kan ya da doku örneğini uzmanlaşmış labaratuarlarda incelemek gerekiyor. - SCIENCE PHOTO LIBRARY Lassa humması virüsü Afrika multimama sıçanıyla yayılıyor. Virüs zaman içinde değişmiş olabilir Hastalık ilk defa 1969'da Nijerya'nın Lassa kentinde bir hastanede ortaya çıkmıştı. O zamanda beri Gana, Mali ve Sierra Leone gibi diğer Batı Afrika ülkelerinde görüldü. Ancak bu salgın vakaların fazlalığından ötürü endişe konusu. Virüsün zaman içinde değişmiş olması da bir olasılık. Salgınlar mevsim koşullarından etkilenebiliyor. Virüsün doğal ev sahibi Afrika multimama sıçanı. Bu küçük memeli hayvanlar Batı Afrika'da kolayca evlere girebiliyor. Pek çok kişi Lassa hummasını sıçan ürini, dışkısı, kan ya da tükürüğünüden yeme, içme ya da dokunma yoluyla bulaşıyor. Hastalık ayrıca insandan insana vücut sıvılarıyla yoluyla da geçiyor. - EPA 2014-2015 yıllarında Ebola salgını Batı Afrika'da 11 binden fazla kişinin ölümüne neden olmuştu. Lassa hummasının kuluçka dönemi üç hafta. Araştırmacılar Ebola gibi Lassa hummasının da hastalık geçtikten sonra seks yoluyla bulaşıp bulaşmadığını öğrenmeye çalışıyorlar. Dünya Sağlık Örgütü WHO Nijeryalı yetkilerle hastalıkla mücadeleyi koordine ederken İngiltere hükümeti de Kamu Sağlığı Acil Destek Ekibi'nden uzmanları bölgeye gönderdi. Hastalığın görüldüğü bölgelerde yaşayanlara sıçanların evlerine girebilecek delikleri kapamaları, çöpleri ortada bırakmamaları ve yiyecek ve suyu kapalı kaplarda saklamaları tavsiye ediliyor. Lassa hummasına yakalanmış kişilere bakanların koruyucu eldiven giymesi ve ölen hastlara güvenli gömme işlemleri yapmaları öneriliyor. Önlemlere karşın teşhis testlerinin, tedavilerin ve aşılar gibi etkin tıbbi araçların olmaması hastalıkla mücadeleyi zorlaştırıyor. Lassa hummasının küresel bir sağlık aciliyetine dönüşmemesi için bir aşı bulunması mümkün ancak pek çok salgın hastalıkta olduğu gibi yoksul ülkelerde ilerleme oldukça yavaş. Aşı üretmek uzun, karmaşık ve maliyeti bir süreç. Wellcome Vakfı, bazı devletlerin ve Bill ve Melinda Gates Vakfı'nın mali destekleriyle 2017'de kurulan Salgına Hazırlık Buluşları Koalisyonu CEPI örgütü aşı üretimini hızlandırmayı hedefliyor. Bu örgütün listesinin başlarında Lassa humması da var. Bu aşının yanısıra ümit vaat eden aşılar önümüzdeki beş yılda deney safhasına hazır olacak. WHO çok anlaşılmayan ciddi hastalıklar listesine MERS, Nipah, Rift Vadisi humması ve Ebola'yı koydu. Bu hastalıklara yönelik araştırma yapılması planlanıyor. Ancak sadece araştırma yeterli değil. Salgınların daha fazla görülme olasılığı bulunan ülkelerde daha güçlü sağlık sistemlerine ihtiyaç var. Bu ayrıca salgınlar başlamadan topluluklarla yakın ve erken aşamalarda çalışarak salgınları önlemek de anlamına geliyor. 2018'de sağlık alanında neler bekleniyor? DERGİ - Buzullarda saklı hastalıklar yeniden canlanıyor Roma'da sivrisineklerin yaydığı 'chikungunya virüsü' alarmı
Türkiye'de 11 Mayıs itibarıyla 140 bine yakın kişiye koronavirüs teşhisi konuldu. Teşhis konulardan yaklaşık 3 bin 800'den fazlası yaşamını yitirirken, gördüğü tedavi sonucunda iyileşenlerin sayısı da 95 binin kadar yapılan toplam test sayısı da 1 milyon 400 bini koronavirüs teşhis ve tedavi süreci, Sağlık Bakanlığı'nın belirlediği algoritma ve rehberde yer alan adımlara göre web sitesinde Covid-19 Erişkin Tedavi Algoritması'nın en son 12 Nisan'da; Covid-19 Rehberi'nin de en son 14 Nisan'da güncellendiği Türkiye'yi diğer ülkelerden ayıran en önemli unsurların başında test sayısının fazlalığı ve test sonuçlarının çıkmasını beklemeden klinik bulgular üzerinden tedavi sürecinin hemen başlatılması olduğunu NASIL KONULUYOR?Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı rehbere göre, Covid-19 tanı ve tedavi süreci semptom gösteren kişilerin hastaneye başvurmasıyla tedavi için hastaneye başvuranlara ilk etapta bir dizi soru sorulması ateşi, öksürüğü ve nefes almakta zorlanma ya da solunum sıkıntısı olup olmadığı soruluyor. Bu sorulardan herhangi birisinin ya da tamamının yanıtının "Evet" olması halinde, maske takılarak ayrı bir bölüme yanıtının "Hayır" olması halinde ise başvuran kişiye son 14 gün içerisinde yurt dışına gidip gitmediği, aynı evde yaşadığı kişilerden birinin gidip gitmediği veya Covid-19 tanısı konan biriyle temas kurup kurmadığı sorusu aşamada da sorulardan herhangi birisinin yanıtının "Evet" olması durumunda, maske takılarak ayrı bir bölüme yönlendiriliyor. Soruların olumsuz yanıtlanması halinde ise ilgili bölüme sevk kişinin anamnezinin yapılması, yani hastaya sorular yönelterek kendisi hakkında bilgi toplanması ve öyküsünün öğrenilmesi sürecinin ardından ise "olası vaka" olarak şikayetler dört gruba ayrılıyor ve bu gruplardan herhangi birinde tanımlanan şikayetlerin tamamının var olması halinde kişi "olası vaka" olarak ve solunum sıkıntısı, klinik tablonun başka bir hastalık ile açıklanması ve 14 gün içerisinde kişinin kendisi ya da bir yakınının yurt dışında ve solunum sıkıntısı ve 14 gün içerisinde bir vaka ile yakın temas ve solunum sıkıntısı, hastanede yatış gerekliliği ve klinik tablonun başka bir hastalıkla başlangıçlı ateş ile birlikte öksürük veya nefes darlığının olması ve burun akıntısının olgu olarak tanımlanan kişiler ise daha sonra fiziki muayeneye MUAYENEDE NELERE BAKILIYOR?Rehberde, bu aşamada başvuran kişi üzerinde bazı tetkikler yapılması süreciyle ilgili BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Sema Turan, ilk etapta genel muayene yapılarak, hastanın durumunun değerlendirildiğini "Hasta Covid-19 tanılı ya da Covid-19 şüpheli olarak acile geldiğinde önce bir genel muayene yapılıp hastanın durumu değerlendirilir. Klinik semptomlarına eşlik eden bir tomografi ya da laboratuvar bulgusunun olması önemli" göre, başvuru sırasında şikayeti olan hastayla ilgili ilk etapta altı göstergeye bakılıyorHastanın patolojik düzeyde zihin bulanıklığı konfüzyon olup olmadığı,Nabzın dakikada 125'in üzerinde olmasıyla kalp çarpıntısı tespit edilip edilmediğiSolunum sıkıntısı bulunup bulunmadığı,Hızlı solunum, yani "takipne" göstergesinin dakikada 22'nin üzerine çıkıp çıkmadığı,Hipotansiyon olup olmadığı,Kandaki oksijen doygunluğunun yüzde 93'ün altına inip göstergelerden herhangi birinin tespit edilmesi halinde hastanın "belirlenen servise yatışı" yoğun bakım ünitesine yatış kriterlerinin mevcut olması halinde, hastanın bu bölüme yatırılması gerektiği konusu altı göstergenin mevcut olmaması halinde ise ek kriter olarak hastanın kardiyovasküler hastalık, kanser ve kronik akciğer hastalığı gibi önceden var olan bir rahatsızlığının olup olmadığına hastanın 50 yaşından büyük olup olmadığı da göz önüne alınan bir diğer var olan kronik bir hastalığının bulunması ya da 50 yaşından büyük olması halinde ise yine "belirlenen servise yatışı" Bakanlığı'nın rehberinde, servise yatırılmasına karar verilen kişilerin tan kam sayımı, demir, kan pıhtısı gibi değerlere bakıldığı ek tetkikleri yapılıyor ve PA Akciğer Grafisi veya bilgisayarlı tomografisi koşulların bulunmadığı kişilerden de benzer şekilde ek kan tahlilleri ile PA Akciğer Grafisi veya bilgisayarlı tomografi SONUÇLARINA GÖRE NELER YAPILIYOR?Sağlık Bakanlığı'nın rehberinde, yapılan test ve tetkiklerin sonuçlarına göre, şikayet sahibi kişiler üç kategori altında değerlendiriliyorKomplike olmamış hastalar Ateş ve solunum sıkıntısı olmayan ve tetkiklerde aralık değeri aşmayanlar, altta yatan kronik hastalığı bulunmayanlar, 50 yaş altındakiler, kan testlerinde kötü ölçüt bulunmayan ve film ya da tomografisi normal gelenler. Bu kişilere PCR testi yapılarak, "ampirik tedavisine" başlanması ve eve ya da ilgili izolasyon alanına gönderilmesi bulgusu olan hastalar Ateş ve solunum sıkıntısı gibi şikayetleri olan, kan testlerinin belli değer aralıklarında bulunan ve görüntülemede zatürre bulgusuna rastlanılan hastalar. Bu kişilere de PCR testi yapılarak, "ampirik tedavisine" başlanması ve eve ya da ilgili izolasyon alanına gönderilmesi Zatürre bulgusu olan hastalar Şikayetlerin yanı sıra tetkikleri belli aralıklarda olan ve akciğer grafisi ile tomografisinde yaygın zatürre saptanan kişiler. Bu hastalardan da PCR testi için numune alınıp, yoğun bakıma yatırılıp yatırılmamasına karar verilmesi ve izolasyona alınması Bakım İhtiyacı Olanlar Solunum sıkıntısı yaşadığı, oksijen ihtiyacı artış gösteren, hipotansiyonu olan ve akut rahatsızlığı bulunan kişiler. Bu kriterlere sahip hastaların da yoğun bakım sorumlusunun onay vermesiyle birlikte yoğun bakıma yatırılması TEDAVİ NEDİR?Ampirik tedavi, kabaca bir hastalığın nedeni, etkisi ve seyri hakkında kesin bilgilere sahip olunmadan hastaya hastalığını tedavisinde etkili olduğu düşünülen ilaçların verilmesi olarak de Covid-19 salgını döneminde hastaneye başvuran kişilere şikayetleri, medikal geçmişleri, kan değerleri, tetkik sonuçları ve görüntülemede elde edilen bulgulara göre, PCR test sonucu beklenmeden ampirik tedavi Bakanlığı'nın rehberinde, ilk etapta hidroksiklorokin sülfat tedavisine başlanması gerektiği sıtmaya karşı kullanılan en eski ve en yaygın ilaçlardan biri olan klorokine çok benziyor. İltihaplı romatizma ve deri veremi lupus gibi otoimmun hastalıkların tedavisinde de kullanılan bu ilaç, antiviral özelliğinden dolayı son yıllarda daha fazla ilgi çekmeye Bakanlığı'nın rehberinde, ağır zatürre veya hidroksiklorokin tedavisine rağmen klinik bulguları kötüleşen hastalarda Favipiravir ilacıyla tedavinin başlatılması gerektiği de Japonya'da geliştirilen ve antiviral özellikleri olan bir ilaç. Başta Çin olmak üzere, bazı ülkelerde koronavirüs tedavisinde Bakanı Fahrettin Koca, Nisan ortasında yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Covid-19'un tedavisi konusunda dünyadaki diğer ülkelere göre farklı bir yaklaşım içerisinde olduğunu Koca, Türkiye'nin diğer ülkelerden farklı olarak hidroksiklorokin ilacını hem pozitif hem de şüpheli olan vakalara uyguladığını ve böyle bir yaklaşım içerisinde olan başka bir ülke bulunmadığını "Bunu da bizde görülmediği dönemden önce bunun tedarikini sağlayan ve bu dönemde vatandaşına ücretsiz veren ve bu kadar da yaygın kullanan ikinci bir ülke yok. Şu an dünya bu ilacın peşinde ama biz 1 milyon kutuya yakın ilacı baştan stokladık" Koca, aynı şekilde Çin'den getirtilen Favipiravir ilacının da benzer bir yaklaşımla ve yoğun şekilde kullanıldığını ve bu ilaçların ücretsiz olarak sunulduğunu da sözlerine SIKINTISI YAŞAYAN HASTALAR İÇİN NELER YAPILIYOR?Doç. Dr. Sema Turan, ilaç tedavisiyle birlikte nazal oksijen tedavisine başlandığı ve oksijen doygunluğu değerlerinin yüzde 93'ün üzerine çıkması halinde ise bu tedaviye devam edildiğini dört saat yüz üstü, dört saat de sırt üstü yatmasının önerildiğini belirten Turan, "Sonrasında hasta normal nazal oksijenle rötarlı strasyonu tutturamaz, solunum sıkıntısı artarsa yüksek akımlı oksijen tedavisine geçiyoruz. Burada biraz ısınmış ve nemlenmiş havayı burundan yumuşak bir silikon kanül vasıtasıyla hastaya uygulamaya başlıyoruz. Hastalar çoğunlukla bu süreçte, bu tedaviden, yüksek akımlı oksijen tedavisinden fayda görüyor" sıkıntılarının devam etmesi halinde hastanın noninvazif ventilasyona bağlanıyor ancak durumun daha da kötüleşmesi halinde ise entübe edilerek, invazif ventilasyona sırasında hastanın ateşi ile diğer klinik bulguları takip ediliyor ve düzenli test ile tetkikler Türkiye'nin tanı ve tedaviye erken başladığını belirterek, "Hastaları klinik semptomlarının varlığına göre tedaviye aldık. PCR negatif olsa da klinik semptomları olup tomografisi pozitif olan vakaları tedaviye aldık. Şartlar uygunsa hastanede tedavi ettik. İkinci olarak Çin ve Japonya'dan gelen antiviral ilacımız Favipiravir'i erken dönemde hastalara vermeye başladık. İyi bir antiviral olduğunu ve erken dönemde verilirse faydalı olduğu sonucunu aldık" diye TEST SONUÇLARINA GÖRE TEDAVİ NASIL ŞEKİLLENİYOR?Sağlık Bakanlığı rehberi ve Koca'nın açıklamaları, Türkiye'de Covid-19'a karşı ilaç tedavisinin klinik bulgular saptanması halinde test sonucu beklenmeden başladığını ilk değerlendirmelerin ardından şüpheli vaka olarak hastaya yatırılmasına karar verilen hastaların test sonucunun pozitif çıkması halinde, tedaviye aynı şekilde devam sonucunun negatif çıkması durumunda ise 24 saat sonra tekrar PCR testi yapılıyor ve bunun sonucuna göre tedavi belirleniyor. Rehberde, ikinci testin pozitif çıkması durumunda başlatılan ilaç tedavisi sürdürülmesi, negatif çıkması halinde ise alternatif tanıların değerlendirilmesi gerektiği ilk değerlendirmenin ardından evde izole altına alınan ancak Covid-19 tedavisine başlanan hastalarda da bu kez hastalık bulgularının seyri tekrar test sonucu negatif olan hem de bulguları düzelen hastalar için alternatif tanılar değerlendirilmeye başlanıyor. Test sonucu negatif çıkıp, durumu kötüleşen hastalara ise ikinci bir test sonucu pozitif çıkan ancak bulguları düzelen hastaların tedavisi tamamlanıyor ve 14 gün boyunca evde izole edilmeleri çıkan ve bulguları düzelmeyen hastaların ise hastaneye yatırılıp yatırılmamasına karar verilmesi adına tekrar bir dizi tetkik ve değerlendirme için hastaneye çağrılması öngörülüyor. Yapılan değerlendirmeler sonucunda bu kişilerin hastaneye yatırılıp yatırılmamasına karar Dr. Turan, hazırlanan rehberin diğer ülkelerden gelen bilgi ve verilerin Türkiye'ye özgü bilgi ve verilerle harmanlanarak hazırlandığını çok sık revizyonlar yapıldığını vurgulayan Turan, "Her ilacın her hastadaki etkilerini ve olası yan etkilerini değerlendirip onun üzerinden bir takım planlamalar yaptık. İlacın kendisi, doz ayarlaması bunların hepsi sağlık kuruluşlarına gönderilen güncellemede yer aldı. Rehberdeki bu revizyonlar hekim arkadaşlarımız tarafından ülke genelinde çok sıkı takip edildi ve bu durum tedavide istenen yanıtı ülke genelinde almamızı olumlu etkiledi" diye Alice Grenie
- 1245 Güncelleme - 1245 Kimi patlıcandan kimi kandan korkuyor. Türkiye'de en sık yaşanan fobi ise... Kimi patlıcandan korkuyor kimi kan görmeye dayanamıyor... Hekimler ne filofobi'ye aşık olma fobisi ne de Triskaidekefobi'ye 13 sayısından korkma fobisi hiç şaşırmıyor. Prof. Dr. Vedat Şar ile fobileri konuşurken, Türk insanında en yaygın fobinin 'Performans' olduğunu öğrendik!.. Prof. Dr. Vedat Şar, gazeteci Füsun Saka ile yaptığı söyleşilerden oluşan '99 Sayfada Fobiler' adlı kitabında depresyondan panik atağa, alkol ve madde bağımlılığından adı duyulmamış korkulara kadar pek çok konuda bilgi veriyor. Şar ile fobiler üzerine konuşurken, Türkiye'de en sık 'performans' fobisinin yaşandığını söyledi. * Fobi ile korku arasındaki fark nedir? Aslında birbirine yakın olaylar fakat fobi normalin çok üzerinde bir korku hissetmek... İki türlü hissediliyor bu korku, hem fiziksel hem de ruhsal. Otonom sinir sistemi harekete geçiyor ve vücut reaksiyon veriyor. Fiziksel olarak çarpıntı, uyuşma ya da benzeri şikayetler oluşurken aynı anda ruhsal olarak da kişi heyecan korku duyuyor ve kötü bir şey olacak hissine kapılıyor. RUHSAL DENGE ÖNEMLİ * Fobi öğrenilen bir şey mi, yani fare görünce yüksek bir şeyin üzerine çıkmak, görülerek öğrenilmiyor mu? Belli bazı durumlarda korkma genetik olarak öğrenilmiş oluyor. Bazı korkular tabiatımızda zaten var, onlara öğrenilmiş denemez. * Fobiler çocuklukta mı gelişiyor? Bazen. Fobi insanın ruhsal dengesi ile ilgili bir durum. Sağlıklı ruhsal hayat dengeden oluşuyor. Belirli bir döneme kadar ruhsal bakımdan hayatı dengede giden biri o dengeyi sarsacak bir durumla karşılaştığında o zamana kadar olmayan ruhsal şikayetler yaratabiliyor. TRAVMATİK FOBİLER VAR * Mesela trafik kazası geçiren bir kişinin tekrar direksiyon başına geçmek istememesi fobisi oluştuğu anlamına mı geliyor? Bu fobinin özel bir türü. Buna 'travmatik fobi' diyoruz. Bazı fobiler ileri derece strese bağlı yerleşiyor. Trafik kazasında olduğu gibi üzücü bir olay yaşandığında o olayı yaşatan her şeyden kişi kaçmaya başlıyor. Bunların tedavileri de farklı oluyor. Her fobi böyle değil tabii. Bazılarının neden oluştuğu anlaşılamıyor bile. * Fobi oluşumunu engellemek için ailelerin yapabileceği bir şey var mı? Çocukların güvenlik duygusuna ihtiyaçları oluyor. Onun için evhamlı tutumlar çocuk üzerinde olumlu etki yaratmaz. Çocukların güvenlikte olduğu ve bir sorunları olduğunda ilgilenebilecek birilerinin olduğu mesajını alması gerekiyor. Bu duygu yerleşmezse çocuk yardım istemesi gereken durumda yardım istemeyebiliyor. Birçok problem bu yüzden yerleşiyor. * Daha çok hangi ruh halindeki insanlarda fobi oluşuyor? Fobi geliştiren insanlar genellikle belirli bir düzen arayışı olan, ani değişiklikleri çok hoş karşılamayan karakterler. Ya da bir şeyi yapmakta aşırı cesaretli davranmakla bundan kaçınmak arasında denge tutturamayanlar. EN YAYGINI SOSYAL FOBİ * Kadın-erkek ve çocuklarda en sık rastlanılan fobiler neler? Çocuklarda daha çok hayvan fobileri oluyor. Kadınlarda 'agorafobi' dediğimiz kalabalık yere girmekten korkma fobisi. Erkeklerde sosyal fobi sıkça karşılaşılan bir tablo. Performans gerektiren durumlarda sıkıntı yaşayıp sosyal ortamlara girmemeye çalışma durumu. Kişi kendi kendine engel koyduğu için sosyal fobi iş hayatında başarıyı da azaltıyor. Kadınlarda da erkeklere yakın oranda sosyal fobi görülüyor. Erkeklerde panik atağı sonrası korkuya karşı korku denilen tablolar ve kalp krizi yaşama korkusu da sık görülüyor. * Panik atak ve fobi birbirinden farklı mı? Birbirine akraba. Bunların hepsine 'anksiyete bozuklukları' diyoruz. * Fobinin tedavisi var mı? Var evet, hatta en iyi sonuç alınan konulardan biri bu. İlaç tedavisinde bir-iki aylık sürede fayda görürüz. Ama ilaç bırakılınca rahatsızlık tekrarlayabilir. Davranış tedavisi denilen ve kişiyi korkulan nesneye alıştırmaya yönelik psikoterapi ise daha kalıcı bir yöntem ama çok daha fazla vakit alıyor. * Yurtdışında da araştırmalar yapıyorsunuz. Türk insanın diğer ırklardan ayrılan en büyük fobisi nedir? Performans fobisi yaygın. Performans anksiyetesi de deniyor buna. Türk insanı yapı olarak bazen gereğinden fazla atılımcı bazen de gereğinden fazla tutuk olabiliyor. Aynı futbol takımlarımız gibi. Her ülkenin ulusal karakteri biraz da spor sahalarına yansır. Tipik olarak Türkiye'de büyük başarılar kazanılır, hiç yapılmayacak şeyler yapılır. Arkasından hiç olmayacak bir takıma yenilinir. İşte burada performans anksiyetesi oluşuyor. Seyirci ne diyecek, rezil olacağız düşünceleri zihnini kemiriyor. Bizim toplumumuzda 'rezil olmak' çok önemlidir. Konu kafada büyüyünce kişinin eli ayağı tutmuyor, ne yapacağını bilemez hale geliyor. * Bunun tedavisi var mı? İlaç değil ama terapiyle kişinin zihnindeki öncelik sıralamasını değiştiriyoruz. Bir şey kişinin zihninde gereğinden fazla yer kaplıyorsa, performans anksiyetesi oluşuyor. Öncelik sıraları psikoterapide çok önemlidir. Elimizde olmadan bazı şeyleri çok önemli sanmaya başlıyor ve başka şeyleri ihmal ediyoruz. Sabah
Makalenin tıp uzmanı Yeni yayinlar , Tıbbi editör Son inceleme хTüm iLive içeriği tıbbi olarak incelenir veya mümkün olduğu kadar gerçek doğruluğu sağlamak için kontrol edilir. Sıkı kaynak bulma kurallarımız var ve yalnızca saygın medya sitelerine, akademik araştırma kurumlarına ve mümkün olduğunda tıbbi olarak meslektaş gözden geçirme çalışmalarına bağlanıyoruz. Parantez içindeki sayıların [1], [2], vb. Bu çalışmalara tıklanabilir bağlantılar olduğunu unutmayın. İçeriğimizin herhangi birinin yanlış, güncel değil veya başka türlü sorgulanabilir olduğunu düşünüyorsanız, lütfen onu seçin ve Ctrl + Enter tuşlarına basın. Yükseklik korkusunun adı nedir? Panik korku yüksekliğine akrofobi denir. Bir yandan, kesinlikle doğal bir hayatta kalma içgüdüsü sizi düşme ve kırılma tehlikesinden korur. Neden bazı insanlar acı verici bir renk alır? Korku düşük irtifada bile görünür, bir şeyin sizi aşağı ittiğini, sizi aşağı çektiğini ve gitmesini istemediğini hissedersiniz. Ve yükseklik korkusun bir fobi mi? Akrofobi ana belirtileri şunlardır baş dönmesi; artan terleme; artan tükürük; bulantı var; nabız nadir olur;sıcaklık azalır; Gastrointestinal sistemin çalışması aktive korktuğunuzu anlayabilmek için - bir fobinin olup olmadığını, Everest Dağı'na tırmanmanıza gerek yoktur. Bir merdivenin ya da bir sandalyenin birkaç adımına tırmanırken dehşete düştüğünüzde, yüksek bir korku korkusu bir hastalık haline gelir. Fobiler zamanla artmaya meyillidir, böylece sonunda korkudan korkarsınız. Korku muhtemel görünümünü düşünerek işkence göreceksiniz. [1], [2], [3] Yükseklik korkusu nedenleri Yüksekliğin korkusu, görünümünün nedenleri sadece zihinsel bir nitelik taşımaz. Eğer denge duygusu, nevroz eğilimi rahatsız varsa, o zaman risk altındasınız. İnsan vücudunun dengesi, vestibüler aparatın, görsel organların, orta beynin ve serebellumun iyi koordine edilmiş çalışması nedeniyle mümkündür. Optik görüntüdeki uyuşmazlıklar ve vestibüler aparattan gelen sinyallerde, başarısızlıkla dolu olan çeşitli bilgiler beyne girer. Bu ihlallerden biri, yükseklik korkusudur. Bir kişi, bir fobinin varlığında, bir yüksekliğe ulaşana kadar tahmin edemez ve tam olarak baş döndürücü hissetmez. Ayakta dururken, yükseklik korkusu oturmaktan ya da uzanmaktan daha akıcıdır. Başı farklı yönlerde döndürmek, sadece akrofobiyi yoğunlaştırır. Uzmanlara göre, kişi kaygıyı azaltacak bir nesne için bir bakışta "yakalayabilir". Beklenen etkiyi elde etmek için, bu "umut çapası", sizden en fazla 25 metre uzakta bulunmalıdır. [4], [5] Yükseklikler korkusundan nasıl kurtuluruz? Aşırı koşullarda kendini koruma ve hayatta kalma için doğal korku duyguları gereklidir. Fakat hayatınızı bir kabusa dönüştüren fobiler haline gelen korkularla savaşmanız gerekir. Yükseklikler korkusundan nasıl kurtuluruz? Bir terapiste hitap etmeden önce, akrofobi ile başa çıkmaya çalışın Korku bilinci, durum üzerinde bir kontrol duygusu verecektir. Kendinize bir tabureye tırmanma korkusunun bir balkona çıkma korkusunun anormal olduğunu itiraf edin. Kendinize biraz güvenerek, sağduyuyla destekleyin. Sıçramayı, daha fazla histeriğe neden olabilecek bir paraşütle hemen çalıştırmayın; yavaşça yüksekliğe kendinizi alıştırın, adım adım küçük zirvelerinizi fethetin. Rahatsız görünmeyen bir yükseklikle başlayın ve kurun. Size destek olmak için bir akraba veya tanıdık olabilir; görselleştirme onun olumlu meyvelerini getiriyor - hayal gücünüzde detaylarınızda yükseliş sürecini çizin, kendinizi cesur hissedin. Uçurumun kenarında nasıl durduğunuzu hayal edin, Lombar'a bakın, paraşüt. Bu şekilde fanteziden eyleme geçmeye yardımcı olacak; panik kontrolünü kendi ellerine al. Rahatlamayı öğrenin, yükseklik korkusunu engellemek için teknikleri öğrenin ve becerilerinizi korku anlarında uygulayın; Helikopterle takip eden kişilerden kaçmanın mümkün olduğu video oyunlarında pratik yapmak, bir yükseklikten atlamak vb. tüm yöntemler işe yaramadıysa, bir uzmanı ziyaret edin. Psikolog fobinizin sebebini bulacaktır, rahatlama yolları ve stres altında hızlı bir şekilde sakin olma yolları hakkında tavsiyelerde bulunacaktır. Tıbbi müdahale olmadan vestibüler aparatla ilgili problemleriniz varsa, bunu yapamazsınız. Yükseklik korkusunun iyileşmesi Yükseklik korkusu, yıllardır fobik olan insanlarda bile ilaçsız tedaviye uygundur. 25 yıldan uzun süredir Avrupa'da yaygın olarak kullanılan ve başarıyla kullanılan bilişsel-davranışçı yöntem sayesinde, yükseklikleri korkusu, tedavisi mümkün olmuştur. Terapinin özü, hastanın zihinsel ve bedensel bilincin kendi kendini kontrol etmesini öğretmektir. Aynı zamanda korku hormon seviyesinde engellenir. Yükseklik korkusunun tedavisi aşamalara ayrılır gevşeme tekniklerinde eğitim, psikofizik kontrol antidepresanlar kullanılmadan; Bir doktor eşliğinde örneğin, balkon 3 kat alçak irtifada pratik işgal. Amaç, korkunun provokasyonu. Bir hasta, güçlü bir korku nedeniyle irtifayı ziyaret etmeyi reddederse, sanal gerçekliği kullanmak mümkün olabilir; Yükseklik korkusunu harekete geçiren hasta, edinilen bilgiyi, rahatsızlık seviyesi iz bırakmadan yok olana kadar uygular. Bundan sonra, yükseklik artar ve teknoloji aynı sırayla çalışır. Terapötik etki hızlı bir şekilde elde edilir. Adam, fobiden üstünlüğünün bilincinde normal hayata döner. Yükseklikler korkusu nasıl aşılır? Korku, hayatınızı tamamen kontrol ettiğinde, yükseklik korkusu nasıl aşılır? Yaşamı, çalışmayı, eğlenmeyi engelleyen benzer bir sorunun çözümü ile ertelenmemelidir. Kendinizi sınırlandırmaya devam ediyor musunuz? Sonra sizin için bu ipuçları Kendinle çöz. Yüksekliğin korkusu bir gökdelenin 30. Katında ortaya çıkarsa, bu oldukça normal ve hatta gerekli. Fakat 50 cm yükseklikte soğuk bir ter bulduğunuzda, düşünmeye değer; rakımı engellemeyin. Çoğu zaman sadece bir insanın korkusuyla çatışması onun üstesinden gelmesine yardımcı olacaktır. Rahatsızlıklarınızı analiz edin. Korkuyu bileşen parçalarına ayırın, böylelikle azaltın ve geçersiz kılın; Kafanın en korkunç resmini bir yükseklikte hayal edin, tüm detayları en küçük ayrıntıya çekin uçurumun karşısındaki titrek köprü vb.. Alnında alın korkusuyla yüz yüze geldiğinizde, sizi tam olarak ne korkuttuğunuzu düşünün. Bu tür duygusal deneyimler sizi yükseklik korkusundan kurtarabilir; Korkuyu farklı şekilde tedavi etmeyi öğrenir. Onun arkasında olduğunu fark edince, onunla nasıl savaşacağını öğreneceksin. Yükseklik korkusuna karşı mücadelede kendinizi motive etmeniz gerekir. Örneğin, kendinizi sınırlamaktan ve tam bir hayat yaşamaktan yoruldunuz. Birisi kardinal önlemlere hemen karar verir paraşütle atla, bungee, dağcılık dersleri, tırmanma duvarı ile. Doğal olarak, eğitmeninizi fobiniz hakkında uyarmanız gerekir. Rahatsızlığın olmadığı bir yükseklikte başlayacaktır. Salonda eğitim, yeteneklerine daha fazla güven verecektir. Her halükarda, sadece faaliyetiniz ve kararlılığınız, fobi üzerindeki zafere bağlı olacaktır. Dikkat dağıtılmayı öğrenin - eğer bir erkek ve tam tersi ise, kendinizi iyi bir kız arkadaş olarak kabul edin. Tarsus ve paraşüt durumunda, arkadaşlardan veya akrabalarından bir "destek grubu" gereklidir. Bir psikolog şu durumlarda tedavi edilir hızlı sonuç gereklidir; yükseklik korkusundan% 100 rahatlama gerekir; yardımcı olabilecek arkadaşlarınız yok; istemiyorum, kendi kendine ilaç ve “kişisel çıkar” a katılmayın. Unutmayın, yükseklik korkusu uyuşturucu tarafından bastırılmaz. Fiziksel düzeyde yan etkilere ek olarak, ilaç kullanırken zihinsel değişiklikleri öngörmek mümkün değildir. Rüya yorumu yükseklik korkusu Eğer bir rüyada boyun korkusunu hissediyorsan, o zaman rüyasını yorumlamak, bir rüyayı almak yükseklik korkusu kötümser ruh halinizi gösterebilir, problemler sizi tam anlamıyla bağlar. Kendini sakla - hayatının yeni seviyelerini ele geçirmelisin. Bir rüyada boyun korkusu, bilinçaltının, tehlike eşiğinde arzu edilen duygusal doyumu sağlayabileceğiniz yaşam koşullarını göstermeye çalıştığı bir yol olabilir. Uyku, yaklaşan etkinlikler hakkında deneyimlerinizi beklediğiniz anlamına gelir. Bilinçaltınız yaklaşmakta olan sorunlar hakkında sizi uyarır. Neden yükseklik korkusunuz var? Bu tür düşler, iç dünyadaki yazışmaların ve dışsal tezahürlerin eylemler biçiminde analiz edilmesi için durmaya zorlanır. Zamanın değişmeye başladığını hissediyorsunuz, ancak buna karşı direniyorsunuz. Böyle rüyalardan sonra, kural olarak, daha iyisi için hayatınıza gelen değişiklikler. Gerçek hayattaki bir rüyada bir yükseklikten düşmek, engellerin sıkışıp kaldığını gösterir, bunun üstesinden gelmek size hak ettiği başarıyı getirecektir. Olumsuz gölgeler bu gibi hayaller sadece bedensel yaralanmalarla düştüğünde. Akraba, arkadaş, meslektaşlara anlaşmazlık getirir. Rüyada yükseklik korkusu, belirsizlik ve olumlu değişiklik döneminin sonu anlamına gelir. Bir rüyada yükseklikte durup korkuyla karşılaşıyorsanız, bu aile üyeleri için endişe verici bir durumdur. [6] Translation Disclaimer The original language of this article is Russian. For the convenience of users of the iLive portal who do not speak Russian, this article has been translated into the current language, but has not yet been verified by a native speaker who has the necessary qualifications for this. In this regard, we warn you that the translation of this article may be incorrect, may contain lexical, syntactic and grammatical errors.
Haberler > Korkuyu İliklerinize Kadar Hissedeceğiniz Gerçekten Yaşanmış 5 Ruh Çağırma Seansı - 1800 Anlaşılan bu gece uyku yok... 1. ''Gelen ruhun gittiğine emin olmadan fincanı çeviren bir grup ölmüştü.'' ''Bir dönem öğrenciyken yurtta arkadaşlarımla ruh çağırma seansı yapıyorduk. Ölen ünlü kişilerin ruhlarını çağırıp bu sınavı geçebilecek miyim, bu kişiyle evlenebilecek miyim gibi sorular soruyorduk. Fincan da ona göre evet evya hayır yazısına gidiyordu. O zamanlar oraya bir ruhun geldiğini, kimsenin fincanı şaka olsun diye itmediğini biliyorduk. Gerçekten orada bir enerji vardı. Bunu 3-4 kez daha yaptık. Son yapışımızda da hepimizin uykusu geldi ve ruhtan aramızdan gitmesini, uyumak istediğimizi söyledik. Çünkü daha öncesinde gelen ruhun gittiğine emin olmadan fincanı çeviren bir grubun öldüğünü duymuştuk. Ruh gitmeden fincanı çeviremezdiniz. Zaten odada görünmez bir varlık varken uyumamız da imkansızdı. Israrla ruha burada olup olmadığını soruyorduk ve o hep evet diyordu. En sonunda Ayet-el Kürsi bilen bir arkadaşımızı çağırdık, o duayı okudu biz de bildiğimiz duaları okuduk. Ve birkaç kez daha ruha odada olup olmadığını sorduk. Fincan hiçbir şekilde kımıldamadı. Gittiğine emin olmuştuk ama ondan sonra bir daha hiç ruh çağırma işlerine girmedim. O gece aşırı korkutucuydu.''durgunnehir 2. ''Hepimiz aynada siyah bir duman görüyorduk arkadaşımız ise bir çocuk görüyor ve sohbet ediyordu.'' ''Liseye giderken dersleri durmadan asıyorduk, bir gün arkadaşımızın evine gittik. 6 kişiydik ve aramızdan bir arkadaşımız İran kökenliydi. İranlı arkadaşımız bize ruh çağırabileceğimizi söyledi ve yapılması gerekenleri anlattı. Sonra hepimiz elele tutuştuk ve biraz bekledik. Hepimize ağırlık çöktü ve bir anda aynadan siyah dumanların tüttüğünü gördük. Acaba tansiyonumuz mu düştü diye birbirimize sorarken bir kız arkadaşımız ''Bize gele gele bu çocuk mu geldi'' dedi. Biz hiçbir şey göremiyorduk ama o bir çocuk görüyordu. Onunla konuşmaya başladı ve aynada gördüğü çocuğun söylediklerini bizi iletmeye başladı. Bir arkadaşımıza babasının akşam iş için İzmir'e gideceğini söyledi, bana kimya sınavından düşük not alacağımı söyledi. Sonra o günü öyle kapattık. Ertesi gün okulda buluştuğumuzda arkadaşımız o akşam babasının iş için İzmir'e gittiğini söyledi ve şok olduk. O gün sınav sonuçları açıklandı ve ben kimyadan düşük not aldım. O gün bu aynadaki çocuğa inanmaya başladık ve bu davetleri yapmaya devam ettik. Ama o ruh bizi istemiyordu, yavaş yavaş şu gelmesin bu gelmesin demeye başladı ve onunla konuşan kız arkadaşımızla tek başına konuşmaya başladı. Arkadaşımız bizden iyice uzaklaştı ve hırçınlaştı. Birgün hoca ona kızdığında ''Kocan akşam eve geç geldiği için sinirini benden çıkartma'' dedi, doğruydu hoca şok oldu. Disipline gönderdiler kızı. Bir gün bize gelip bu servise binmemiz gerektiğini, hepimizden hesap soracağını söyledi. O gün servisin tekerleği patladı ve kaza yaptık. Kız ailesini de evde böyle tehdit ediyordu, herkes iyice gerilmişti. Doktora gittiler fakat hiçbir sonuç alamadılar. Sonra ailesi okuldan kaydını aldı. Öğrendik ki bir gece ''Bakın ben uçacağım hepiniz inanacaksınız'' deyip 3. kattan atlamış ve kolları ile bacaklarını kırmış. Ailesi de onu uzaklaştırmaya karar vermiş ve sonrasında taşındılar. Birdaha hiç görüşmedik.''denizerdem 3. ''Arkadaşımız daha fazla dayanamadı ve fincanı camdan dışarı attı. Ertesi gün...'' ''Bu hikayeyi anlatırken bile tüylerim diken diken oluyor hala. O geceyi unutamıyorum. O geceden önce arkadaş ortamında birbirimizi korkutmak ve eğlenmek için şakadan ruh çağırma seansları yapıyorduk ve hep bir kurban seçiyorduk. Birimiz fincanı ittiriyordu, kartlarla oynuyordu falan çok eğleniyorduk. Fakat o gece saat 3'te gerçekten ruh çağırmak istedik. Hepimiz biraz korkuyorduk. Bi anda fincan kımıldamaya başladı, kim yapıyor falan diye sorduk takip ettik. Kimse parmağıyla oynatmıyordu gerçekten ruh gelmişti!Ruha bir şeyler sormaya başladık, her şeyi bildi. Belki aramızdan biri yapıyordur diye o arkadaş grubunda kimsenin cevabını bilmeyeceği daha özel soruları sorduk. Fincan onlara da yanıt veriyordu iyice korkmaya başladık. Evin sahibi arkadaşımız ağlamaya başladı, iyice korkmuştu. Yeter artık, şakayı durdurun falan diyordu. Hepimiz erkeğiz bu arada ve çoğumuzun gözünden yaşlar gelmeye başladı. Arkadaşımız hüngür hüngür ağlıyordu. Ruha gitmesini rica ettik ama o da gitmiyordu arkadaşımız iyice hıçkırmaya başladı. En sonunda dayanamadı ve fincanı alıp camdan dışarı attı, ruhlara ve bize küfretti. Sonra biz evlerimize gün ise mahallede bir bağrış çağrış vardı ve ağlama sesleri duyuluyordu. Seslerin geldiği ev dün gece ruh çağırdığımız evden geliyordu. Gece bir anda arkadaşımızın babası kalp krizi geçirerek ölmüştü. Hepimiz şok olduk çünkü biliyorduk ki ruh gitmeden fincanı açarsan birileri ölürdü.'' 4. ''Sırtımda üç tırnak izi vardı ve hepsi kabarık, kırmızıydı...'' ''Ben hariç tüm arkadaşlarım ruh çağırmaya inanıyordu ve ben de eğlence olsun diye kabul ettim. Toplandık ve ruh çağırma için gerekli olan şeyleri yaptık. Ben de inanmadığım için ruha seslenirken ruhtan fiziksel bir şey yapmasını istiyordum. Hadi omzuma dokun, sırtıma vur falan gibi şeyler söylüyordum. Biraz zaman geçtikten sonra aniden sırtımda bir acı hissettim. Şok olmuştum ve ne yapacağımı bilemedim. Hemen üstümü çıkarttım. Sırtımda üç tane tırnak izi vardı ve tırnak izlerinin yeni yapılmış olduğu belliydi. Hepsi kırmızıydı ve izler kabarıktı. Çok korktum.'' 5. ''Beni göstererek o gitsin dedi.'' ''Yaz okuluna gidiyordum o zaman 18 yaşındayım, takıldığım kişiler de 22-23 yaşlarında. Yan bloktaki arkadaşlarımız ruh çağırıyormuş, bizi de davet ettiler. Ben gitmek istemedim, çok ısrar ettiler. Sonunda kabul edip gittim. Ben içeri girince sorular soruyorlar ve cevaplarını alıyorlardı ama bir anda durdular. Biz içeri girdiğimizde ruh o gitsin demiş. Tabi onlar da odadaki herkesin ismini söylüyor, ona göre fincan evet ya da hayıra gidiyor. Benim ismimi söylediklerinde evete gitti. Benim gitmemi istiyormuş, ben de o zamanlar 5 vakit namaz kılıyorum. Böyle şeylerin de günah olduğunu biliyorum. Öyle deyince ben de çıktım gittim. Arkadaşlarım biraz daha devam etmiş ve sonrasında da korkudan uyuyamamışlar. Çünkü bütün gece biri camı tıklatıyormuş ama baktıklarında kimseyi göremiyorlarmış. Sonra kızlar yazılar yazıldığı görmüş. Başkalarını çağırıp yazıları gösterdiklerinde ise yazıların kaybolduğunu fark etmişler. O gün baya korkmuşlardı, sonra evlerine döndüler ve hocaya gittiler. Ancak o şekilde kurtuldular.'' Bu içerikler de ilginizi çekebilir;
yürek sıkıntısı türlü korkular ve teşhis konulamayan hastalıklar için