🦀 Edebiyatın Ilgili Olduğu Bilim Dalları
26 Ocak 2020. Türk Dili ve Edebiyatı konusu içerisinde yer alan Milli Edebiyat Dönemi Sanatçıları ve Eserleri sık sık sınavlarda karşımıza çıkmaktadır. Özellikle üniversite sınavlarında ÖSYM bu konudan çok soru sormaktadır. O yüzden Milli Edebiyat Dönemi sanatçılarını iyi öğrenmeliyiz. Türk Dili ve Edebiyatı
Edebiyat Yöntemleri. Bugüne kadar edebiyat biliminde birbirinden farklı bir çok yöntem kullanılmıştır. Pozitivist Yöntem, Manevi Bilim.. Almanca'dan Türkçe'ye tercümesi, Yrd. Doç. Dr. Arif çnal tarafından yapılan ‘'Edebiyat Bilimi'nin Yöntemleri'' adlı kitap, bir edebi esere ve bir bilim dalı olarak edebiyat'a nasıl
2Hayatı ve çalışmaları ile ilgili olarak bkz. İsmet-Sefercioğlu Binark ve Mustafa Nejat, Fevziye Abdullah Tansel Bibliyografyası, Ankara: Güven Matbaası, 1975. 3 Hayatı ve çalışmaları ile ilgili olarak bkz. Necati Lugal Armağanı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1968. 4 Hayatı ve çalışmaları ile ilgili olarak bkz.
Bu itibarla edebiyat tüm bilim dalları ile ilişki içindedir. Bu yazımızda edebiyatın ilişkili olduğu bilim dallarından birkaç örnek vererek konu ile ilgili önemli açıklamalar yapacağız. İşte edebiyatın ilişkili olduğu bazı bilim dalları. Edebiyatın diğer bilimlerle ilişkisi 1. Edebiyat ile resim ilişkisi
geneledebiyat bilimi ile ilgili net bir açıklamada bulunmaktadır. Ona göre bu kavramdan, ulusal edebiyatlara analog olarak problem tespiti yapan ve çözüm arayışında bulunan, bunun için ise tek bir edebiyatın geçerliliğini aşarak genel olana yönelen, edebiyat teorisi araştırmalarının bir alt alanı anlaşılmalıdır.
Jane Eyre – Charlotte Brontë. Uğultulu Tepeler – Emily Brontë. Aşk ve Gurur – Jane Austen. Büyük Umutlar – Charles Dickens. 1. Kasvetli Ev – Charles Dickens, 1853. Charles Dickens, İngiliz Edebiyatı’nın en büyük yazarlarından biridir. Bazı eleştirmenler onu romanın Shakespeare’i diye adlandırırlar.
oluturamaz Anlaılacağı üzere edebiyat her bilim dalı ile iliki iúindedir. Edebiyatın doğrudan ilişkili olduğu bilim dalları: Edebiyatın konusu temelde insandır. Doğal olarak kendisi gibi konusu insan olan felsefe, sosyoloji, psikoloji, tarih vs. bilim dalları ile doğrudan ilikilidir. 1-Edebiyat ve Felsefe İlişkisi:
II Makale Olaylar çevresinde gelişen metin A) Edebiyat ile ilgili kuralları öğreten bilim dalıdır. III. Mesnevi Gazete çevresinde gelişen metin B) Gerçek ya da gerçeğe uygun olayların dile getirildiği IV. Komedi Kişisel hayatı konu alan metin metinlerdir. V. Otobiyografi C) Herhangi bir bilim dalıyla ilgili eserler bütünüdür.
Edebiyatın Bilimlerle İlişkisi. Tarih: Tarih geçmiş zamanlarda yaşayan insan topluluklarının her türlü faaliyetlerini YER VE ZAMAN bildirerek, SEBEP-SONUÇ ilişkisi içinde anlatan bilim dalıdır. Tarihin konusu Geçmiş zamanda yaşayan insan topluluklarının her türlü faaliyetidir. Sosyoloji: Sosyolojinin ana konusu toplumdur.
Yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda edebiyatın güzel sanatlar içerisindeki yeri, işitsel (fonetik) sanatlar grubu içerisindedir. Duygu düşünce ve hayallerin söz ve yazı ile güzel ve etkili biçimde anlatılmasına edebiyat denir. Şiir, hikâye roman, , masal vb. edebiyatın türleri arasında yer alır. Edebiyatın ana
En basit tanımıyla sanat, yaratıcılığın ve hayal gücünün farklı tekniklerle dışavurumudur. Ama tabii sanat nedir, sorusunu birkaç kelimeyle yanıtlamak mümkün değildir. Zira tarih boyunca sanatın ne demek olduğuyla ilgili farklı fikirler ortaya atılmıştır. Ve sanatın nasıl tanımlanabileceği asırlardır olduğu gibi aynı şekilde bugün de tartışılmaktadır.
Buincelemeler sırasında kimya, fizik, matematik, psikoloji, sosyoloji, antropoloji gibi bilim dallarıyla da ilişkilidir. Biyolojinin Alt Bilim Dalları Biyoloji, zooloji (hayvan bilimi) ve botanik (bitki bilimi) olarak başlıca iki ana dala ayrılır. Bu iki ana bilim dalı dışında, birçok alt bilim dalı vardır.
emTwg. Cevap Edebiyata Yakın Bilimler Edebiyat Hangi Bilimlerle İlişki İçindedir? Edebiyat doğrudan ya da dolaylı yollarla tüm bilim dalları ile ilişki içerisindedir. Edebiyatta bir eser oluşturulurken sanatçı az ya da çok diğer bilim dallarının verilerinden romanı veya bir hikayeyi düşünelim Bu edebi ürünlerde kahramanlar çok çeşitlidir. Hayatın her kesiminden ve sınıfından insan ele alınıp anlatılır. Kahramanın doktor, öğretmen ya da astronot olduğu bir romanda yazarın bu meslekler ve ait oldukları bilim dalları hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Aksi halde romanın ya da hikayenin inandırıcılığı zayıf olacaktır. Yazar hem doktorluk hem de astronotluk hakkında bilgi sahibi olmadan eseri oluşturamaz. Anlaşılacağı üzere edebiyat her bilim dalı ile ilişki işindedir. Bazı bilim dalları ile edebiyat arasındaki münasebet çok yakın ve doğrudandır; bazıları ile ise çok zayıf ve dolaylı yollarla doğrudan ilişkili olduğu bilim dalları Edebiyatın konusu temelde insandır. Doğal olarak kendisi gibi konusu insan olan felsefe, sosyoloji, psikoloji, tarih bilim dalları ile doğrudan ve Felsefe İlişkisi Felsefe varlık ve bilgi konularında sorular sorup çıkarımların yapıldığı bir bilim dalıdır. Edebiyat, felsefe biliminden hem öğretici metin türlerinin hem de edebi metin türlerinin oluşturulmasında yararlanır. Bir edebi eserde ,örneğin romanda, kahramanın bulunduğu durumu betimlemesi, olaylar hakkında yorumda bulunup kişilere ve hayatına bu doğrultuda yön vermesi felsefe biliminden yararlanıldığını “Suç ve Ceza” romanından şu sözler felsefe biliminden yararlanıldığını gösterir."Gariptir, insan her zaman yaptığı işin önemini ya da ne olduğunu fark etmez. Yapar sadece. Yapmak nedir mi ? Bilmek... En önemlisi bilmek değil midir?"Edebiyat ve Sosyoloji İlişkisi İnsanların toplum olarak yaşayışının ve insanın diğer insan ve doğa ile olan münasebetinin incelendiği sosyoloji bilimi ile edebiyat arasındaki ilişki çok yoğundur. İnsanı anlatan edebiyat insan ilişkileri hususunda sosyoloji biliminin verilerinden yararlanır. Bir olay karşısında insanın hangi nedenlerle hangi tepkiyi vereceği sosyoloji bilimince araştırılır. Yine insanları birlikte tutan değerler, örf, adet ve gelenekler, toplumsal yaşamın kuralları gibi birçok konuda yazar eserini oluştururken sosyoloji bilimine başvurur. Bir edebiyatçının aynı zamanda bir sosyolog olduğu kanısı Yusuf romanından alınan şu örnekte toplumsal yapı hakkında bilgi iyi aileleri arasında bile bunların istedikleri zaman alamayacakları kız yoktu. Adeta bütün eşraf aileleri arasında ezelden beri mevcut, değişmez bir mukavele vardı ve buna, harici şeklin değişmesine, vaziyetin tamamen başka olmasına rağmen, daima riayet ve Psikoloji İlişkisi Psikiyatri ve psikanaliz son dönemde edebiyata yardımcı bilim dallarından en önemlileri olmuştur. Günümüz insanının yalnızlaşması, içine kapanması, kalabalıkların birbirinden uzaklaşması, ruhsal bunalımlar, kıskançlık, hırs, aşk, bunalım gibi duygu durumlarının anlatıldığı bir edebi eserde yazar ya da şair psikoloji biliminden yararlanır. Edebiyatın en önemli ve zor uğraşlarından biri olan karakter çizme ancak psikoloji biliminden yararlanılarak romanından alınan aşağıdaki metinde roman kahramanlarından Javer’in inandığı değerleri yitirmesi ile girdiği çıkmaz ve intihara karar vermesi tamamıyla bozguna uğramış bir adamın, bocalayan bir vicdanın azabını çekmekteydi. Artık daha fazla düşünerek çıldırmaktansa, yapacağı iki ihtimal üzerinde durdu. Birincisi yeniden "Silahlı Adam" sokağındaki yedi numaralı apartman dairesinden Jan Valjan'ı yaka paça sürükleyerek, karakola teslim etmek ya da?.. Javer artık ne yapacağını ve Tarih İlişkisi Edebiyat olay, olgu ve durumları anlattığı gibi tarih biliminin esas konusunu da olaylar oluşturmaktadır. Çoğu zaman tarihte önemli bir yere sahip bir olayın hem tarih bilimince hem de edebiyatta konu olarak ele alındığı görülür. Tarih olayları neden ve sonuçları ile irdeler; edebiyat ise olayların arka planında nelerin yaşandığını anlatır. Örneğin Osmanlı Devletinin kuruluş sürecini araştıran bir tarihçi o dönemde gerçekleşen diğer olaylar ile bağlantı kurar. Yine o dönem ortaya konmuş eserleri, belgeleri inceler. Edebiyatçı ise tarih biliminin elde ettiği bu verilerden yararlanarak bambaşka kurgusal bir evren yaratır. Gerçek olayları yeniden yorumlayarak anlatır. Yine tarihteki gerçek kişileri kendince yorumlayıp karakterize Ana Kemal Tahir“İçlerinde ermişi var, dervişi var… Rum abdalları derler, rum gazileri derler… Ertuğrul Bey’in savaşçısı ev hesabına gelmez. Savaşçı dervişlerin beşi, onu bir zaviyeye birikmiştir. Rum abdallarına geldi mi, dam, çadır tanımaz bunlar… Ezraile elense çekmiş gözü kara yiğitlerdir her biri. Karıları bile dövüşkendir Ertuğrul Beyin… Bunlara Rum Bacıları’ derler. Bunların töreleri de, gaziler, savaşçı dervişler gibi din yayma üzerinedir…”Edebiyatın dolaylı yollarla ilişkili olduğu bilim dalları Edebiyat tıp, astronomi, fizik, coğrafya vb. gibi bilim dalları ile dolaylı yollarla ilişkilidir. Edebiyat ile bu bilimler arasındaki ilişki yüzeyseldir. Yazarın bilgi birikimi, deneyim ve gözlemleri bu bilimlerden yararlanması için yeterli Tarihine Yardımcı Bilimler Edebiyatın içeriğinin ve dönemlerinin incelenip araştırıldığı “edebiyat tarihi” bilimi Filoloji,Biyografya ve Tarih biliminin verilerinden yararlanır. Bilimler arasındaki bu ilişki karşılıklıdır. Her bilim bir diğerinin eksiklerini tamamlar; bir diğerine ışık tutar. Bilimlerin sınırları genişledikçe bu ilişkinin düzeyi de tarihine diğer bilimlerin yardımları belge verme yolu ile olur. Edebiyat örneğin bibliyografya biliminde elde bulunan belgeler ile dönemlere ayrılır. Ya da tarihin farklı dönemlerinde edebiyatta kullanılan dilin özellikleri filoloji biliminin verilerinden yararlanılarak ortaya konur.
Edebiyatın Diğer Bilim Dallarıyla İlişkisiEdebiyat ve Sosyal Bilimlerin İlişkisiEdebiyat ile Tarih Arasındaki İlişkiEdebiyat ile Coğrafya Arasındaki İlişkiEdebiyat İle Sosyoloji Arasındaki İlişkiEdebiyat ile Psikoloji Arasındaki İlişkiEdebiyat ile Felsefe Arasındaki İlişkiEdebiyatın Diğer Bilimlerle İlişkisiEdebiyat; sanatçının belli bir yöntem kullanarak duygu veya düşünceleri kendine has bir biçimde yazılı ya da sözlü bir biçimde ortaya eserler oluşturulurken sanatçı az ya da çok bilimden faydalanmaktadır. Bu nedenle edebiyatın diğer bilim dallarıyla ilişkisi her zaman bilim dallarıyla çok yakın bazıları ile de yüzeysel bir ilişkisi mevcuttur. Edebiyat, güzel sanatlardan biridir. Ayrıca bu sanatın kuralları ve ürünleriyle uğraşan bir bilim dalıdır. Bu nedenle çeşitli bilim dallarıyla ilişki ve Sosyal Bilimlerin İlişkisiEdebiyat eserleri genellikle türlerine göre özellikle psikoloji, sosyoloji ve tarih gibi bilimlerle yakından ilgilidir. Edebiyatta yer alan roman, şiir gibi türlerde yapılan betimlemelerde, anlatılan olaylarda insana dair analizleri aktarabilmek için psikoloji biliminden yanında edebi eserlerde tarihi bir takım olayların yansımasını da çokça görmekteyiz. Dolayısı ile bu tür eserlerde anlatımda tarih biliminden de faydalanılması nedenle edebiyatın diğer bilim dallarıyla ilişkisi kaçınılmazdır. Örneğin felsefik bir eser meydana getirirken felsefeden, tarihi bir eser meydana getirirken tarihten yararlanmamak mümkün felsefik bir eser ortaya koyarken felsefeden uzak bir anlatım olduğunda o eser artık felsefik bir eser olmaktan da psikolojik bir roman yazacak sanatçının romandaki karakter analizlerini yapabilmesi için psikoloji biliminden yararlanması takdirde romanının akışında ve inandırıcılığında sorunlar meydana gelecektir. Sanatçılar eserlerinde geçmişten günümüze her zaman bu bilimlerden ile Tarih Arasındaki İlişkiEdebiyat tarihle adeta bir metinlerin temasında dönemlerin etkileri eserleri doğru yorumlayabilmek için o dönemin tarihi olaylarını iyi bilmek anlatım biçiminden çok edebi metinler, tarihin bazı olaylarını konu Osmancık, Cezmi, Celaleddin Harzemşah ile Coğrafya Arasındaki İlişkiBazı edebi metinler bir coğrafi bölgeyi tanıtmak için yazılmış olabilir. Gezi yazıları, egzotik romanlar gibi bu tür eserler coğrafya bilimine kaynaklık eder. “ Açıklayıcı, betimleme” gibi anlatım türlerinden Çelebi’nin Seyahatnamesi örnek olarak İle Sosyoloji Arasındaki İlişkiSosyoloji toplum bilimidir. Edebiyatın konusu da insandır ve toplumu insanlar Nuri’nin “Yaprak Dökümü” yanlış batılılaşma ve lüks düşkünlüğü gibi sosyal bir konu üzerine konulu olduğundan örnek olarak ile Psikoloji Arasındaki İlişkiEdebi metinlerde yazarın psikolojisinden izler vardır. Bu yüzden eser bizi yazarının ruh dünyasını anlamamızı ağırlıklı edebi metinler psikoloji bilimi içinde yardımcı kaynaktır. Mehmet Rauf’un “ Eylül” adlı romanını örnek olarak ile Felsefe Arasındaki İlişkiDüşünce sistemi olan felsefe zaman zaman araç olarak edebi metinleri Diğer Bilimlerle İlişkisiEdebiyat az çok diğer bilimlerle de ilgilidir. Sanatçı eserini oluştururken konusuna göre yine belki astronomi biliminden dahi yararlanması gerekecektir. Ancak bu daha çok yüzeysel bir detaylı ve baştan sona pozitif bilimden yararlanılan bir eser de edebi eser olmaktan çıkacak bilimsel bir eser olacaktır. Bu nedenle bu bilimlerden faydalanmak yalnızca yüzeysel anlamda mümkün olmaktadır.
Tarih Tarih geçmiş zamanlarda yaşayan insan topluluklarının her türlü faaliyetlerini YER VE ZAMAN bildirerek, SEBEP-SONUÇ ilişkisi içinde anlatan bilim dalıdır. Tarihin konusu Geçmiş zamanda yaşayan insan topluluklarının her türlü faaliyetidir. Sosyoloji Sosyolojinin ana konusu toplumdur. Sosyolojinin konusu daha dar anlamda toplum yapısı, toplumsal kurumlar toplumsal ilişkiler, sosyal grup, sosyal tabakalaşma, kültür ve tüm bu unsurlarda meydana gelen değişme ve gelişmelerdir. Matematik Biçim sayı ve çoklukların yapılarını, özelliklerini ve aralarındaki ilişkileri üst bilim yoluyla inceleyen ve sayı bilgisi, cebir, uzam bilgisi gibi dallara ayrılan bilim dalıdır. İlgi alanları Kişiyi günlük yaşamında etkileyen basit olgulardan başlayıp, evrenin yapısına kadar giden düşüncelerin hepsinde matematik vardır. Ona verilebilecek nitelikler de pek çoktur. İnsanlığın ortak düşünme aracıdır, evrensel dildir, bilimdir, sanattır… O, insan aklının güzelliğini ve yüceliğini gösteren yetkin bir yapıttır. Fizik Madde ve madde bileşenlerini inceleyen, aynı zamanda bunların etkileşimlerini açıklamaya çalışan bir bilim dalıdır Fiziğin amacı evrendeki "gözlenebilir" niceliklerin enerji, momentum, açısal mom entu m, spin vs. "nasıl" değiştiğini anlamaktır. Kimya atomları, element ya da bileşik haldeki maddelerin yapısını, bileşimini ve özelliklerini makroskopik ve mikroskobik boyutta, uğradıkları dönüşümleri, bu dönüşümler sırasında açığa çıkardıkları ya da soğurdukları enerji ve entropiyi inceleyen bilim dalıdır. Biyoloji veya Canlı bilimi canlıları inceleyen bir bilim dalıdır. Biyologlar, tüm canlıları - tüm gezegeni kaplayan küresel boyuttan, hücre ve molekülleri kapsayan mikroskobik boyuta kadar - onları etkileyen önemli dinamik olaylarla birlikte incelerler. Tıp İnsan sağlığının sürdürülmesi ya da bozulan sağlığın yeniden düzeltilmesi için uğraşan, hastalıklara tanı koyma, hastalıkları sağaltma tedavi etme, ve hastalık ve yaralanmalardan korumaya yönelik çalışmalarda bulunan birçok alt bilim dalından oluşan bilimsel disiplinlerin şemsiye adıdır. Hem bir bilgi alanı – vücut sistemlerinin ve bunların hastalıklarının ve tedavilerinin bilimi – hem de bu bilginin uygulandığı meslektir. Psikoloji İnsan bir canlı olarak çevresine uyum sağlamak ve kendi içinde de dengeli bir gelişme sağlamak ister. Psikoloji de elde ettiği yasaları yine insana uygulayarak onun davranışlarını açıklayabilir, önceden kestirebilir, kontrol edebilir. Böylece, insana bu gelişim ve uyum sürecinde yardımcı olabilir.
Tarihin konusu, insanlığın geçmişteki her çeşit faaliyeti olduğuna göre başvurulan kaynaklar da çeşitlilik gösterecektir. Tarihçinin bu kaynakları değerlendirebilmesi için her alanda uzman olması mümkün olmadığı gibi böyle bir gereklilik de yoktur. Bunun yerine tarih bilimi birçok bilimden faydalanır. Tarihçi Braudel’e göre disiplinler arası çalışacak olan tarih; coğrafya, iktisat tarihi, sosyoloji, antropoloji, psikoloji gibi birbirine yakın sosyal bilimler aracılığı ile hem geçmişi hem de bugünkü dünyayı anlaşılır kılacaktır. Ona göre böyle uygulandığında tarih şimdiki zaman bilimine dönüşecektir. Diplomasi Barış, antlaşma, ferman, berat gibi siyasi belgeleri cins, içerik ve şekil olarak inceleyip değerlendirmesini yaparak tarihe yardımcı olur. Tarihçinin faydalandığı bilim dallarında mevcut bir sınır bulunmamakla beraber belli başlılarını şu şekilde sıralamak mümkündür 1-Coğrafya Yer bilimidir. İnsan ve mekanının karşılıklı etkileşimi hakkında verdiği bilgilerle tarihe yardımcı olur. Coğrafya, Eski Yunanca kökenli bir kelimedir ve geo yer ile graphien çizmek, betimlemek köklerinden türemiştir. Coğrafya insanın yeryüzü ile ilişkisini inceler. Bütün uygarlıkların çıkış yeri incelendiğinde ırmak boylarında, göl çevresi ya da deniz kenarlarında ortaya çıktığı anlaşılır. Tarihteki savaşların nedenleri incelendiğinde de toprak ele geçirme, yurt edinme gibi arzuların öne çıktığı görülür. Coğrafya olmadan tarih yazmak mümkün değildir. Belli bir mekânda gerçekleşen tarihî olayı o mekânın coğrafi özelliklerini bilmeden bütün yönleri ile aydınlatmak mümkün değildir. Söz gelimi I. Dünya Savaşı esnasında Osmanlı ordusunun 1914’teki Sarıkamış Harekâtı’nı anlatan bir çalışmada bölgenin iklim ve yüzey şekilleri hakkındaki bilgilere yer verilmemesi büyük bir eksiklik olacaktır. Yine Orta Asya Türk göçlerinin meydana gelmesinde iklim şartları ve kuraklığın etkisi büyüktür. Bu durumda coğrafyanın alt dallarından biri olan Tarihî coğrafya tarihçilere en yakın duran bilim dalıdır. 2-Arkeoloji Kazı bilimidir. Özellikle tarih öncesi döneme ait toprak veya su altında yapılan kazılarda ortaya çıkartılan kalıntı ve bulgularla tarihe yardımcı olur. Arkeoloji toprak ve su altında kalmış eserleri ortaya çıkararak tarihle ilgili önemli kanıtları araştırmacılara sunar. Arkeoloji bağımsız bir bilim dalıdır. Tarihte geriye doğru gidildikçe yazılı belgeler azalmaktadır. Bu durum yazılı kaynakların eksik olduğu dönemler hakkında başvurulacak yegâne malzeme olan arkeolojik buluntuların değerini artırmaktadır. Bu buluntular sayesinde prehistorik tarih öncesi dönemlerin yanı sıra yazılı tarih devirleri hakkında da siyasi, ekonomik ve kültürel bilgilere sahip olmaktayız. 3- Sanat Tarihi Arkeoloji ve sanat tarihi birbirini tamamlayan iki bilim dalıdır. Sanat tarihi insanlığın ilk dönemlerinden beri ortaya çıkardığı sanat eserlerini inceler. Ortaya çıkan bilgiler, toplumların gelişmişlik ve kültür düzeylerinin anlaşılmasına yardımcı olur. 4- Antropoloji İnsan ırklarını inceleyen bilim dalıdır. Fiziki ve kültürel antropoloji olarak iki kısma ayrılır a- Fiziki Antropoloji İnsanın iskelet, kafatası gibi fiziksel özelliklerim inceleyerek bugünkü insanla karşılaştırır ve farklılıkları ortaya koyar. Böylece eski devirlerde yaşanan göç olayları ve göç eden toplulukların asıl yurtlarının neresi olduğu gibi bilgiler elde edilir. Öte yandan fiziki ı antropoloji sayesinde geçmiş zamanlarda ortaya atılan ve insan zekâsının kafatasının şekline, derisinin rengine bağlı olduğu gibi iddialar bilimsel olarak çürütülmüştür. b- Kültürel Antropoloji Kültürel antropoloji insanoğlunun ortaya çıkışından itibaren meydana getirdiği kültürlerin günümüze kaçlar olan gelişimini inceler. 5- Etnografya Kültür bilimidir. Toplumların gelenek, görenek, yaşayışları ile örf ve adetlerini inceleyerek tarihe yardımcı olur. Toplumların yaşayış tarzlarını, örf ve âdetlerini, gelenek göreneklerini inceleyen bilim dalıdır. Bu tür bilgiler kaynakların az olduğu dönemler hakkında önem taşır. Örneğin, kimi ilk Çağ uygarlıklarında ölen kimselerin eşyalarının mezarlarına konulmuş olması bize bu topluluklarda ahiret inancının mevcut olduğu bilgisini vermektedir. 6 Hukuk İnsanların birbiriyle ve devletle olan ilişkilerini düzene koyan kurallara hukuk denir. Hukuk kuralları insanların toplu olarak yaşamalarının bir gereği olarak ortaya çıkmıştır. Bir topluma ait hukuk kurallarını bilmek o uygarlığın sosyal, kültürel ve siyasi yapısı hakkında araştırmacıya önemli bilgiler sunmaktadır. Öte yandan dünyadaki gelişmeler ve bölgesel gelişmeler dikkate alındığında günümüz tarihçisi için devletler arası hukuk prensiplerini bilmek büyük önem kazanmıştır. 7- Kronoloji Takvim ve zaman bilimidir. Tarihi olayların oluş sırasını ve zamanını tespit ederek tarihe yardımcı olur. Tarihçi için olayın meydana geldiği zamanın bilinmesi çok önemlidir. Olayların zamanının bilinmesinde ve sıraya konmasında kronolojiden yararlanılır. Böylece tarihî olaylar arasında neden – sonuç ilişkisi kurulur. a- Takvimin Gelişimi İnsanlar tarih akışı içerisinde değişik takvimler kullanmışlardır. Bu takvimler astronomik gözlemler sonucu yıldızların, Ay’ın ve Güneş’in hareketlerini esas alarak oluşturulmuştur. Eski Mısırlılar ise Güneş’in hareketlerini gözlemleyerek bir yılı 365 gün 6 saat kabul etmiş ve 12 aya bölmüşlerdir. Eski Mısırlıların güneş takvimi Romalılar zamanında Batı Uygarlığı’na geçmiştir. Bir yılın 12 aya tam olarak bölünememesinden kaynaklanan sorunlara önce Jül Sezar ve daha sonra Papa XIII. Gregorius tarafından yapılan düzenlemelerle çözümler getirilerek takvim yeniden oluşturulmuştur. 8. Edebiyat Tarihe yardımcı disiplinlerden edebiyat, duygu ve düşünceleri etkili bir biçimde söz ya da yazı ile ifade etme sanatıdır. Tarihî olayların bir kısmı edebiyata konu olmuş ve bu sayede günümüze kadar ulaşabilmiştir, Alper Tunga Destanı ya da Homeros’un İlyada ve Odisea Destanlarını buna örnek verebiliriz. 9. Felsefe Felsefe akıl ve mantık ilkelerine uygun düşünerek bilgiye ulaşmanın yollarını araştırır. Tüm sosyal bilimlerin temeli kabul edilen felsefe, tarih bilimi için de son derece önemlidir. Her devrin kendine özgü bir felsefi düşüncesi vardır. Bu düşünce ait olduğu dönemin olaylarında kendini gösterir. Bu olayları yorumlayabilmek için yine o devrin felsefi düşüncesini bilmek gerekmektedir. 10. Paleogrofya Eski yazı bilimidir. Bu bilimle uğraşan kimseye de paleograf denir. İnsanlık çivi yazısından günümüze çeşitli yazılar kullanmıştır. Bu yazılardan bir kısmı artık kullanılmamaktadır. Bir topluluğun dili kadar kullandığı yazı çeşidini bilmek de çok önemlidir. Mesela Eski Mısır Uygarlığı edebiyatı inceleyen bir araştırmacı Eski Mısır yazısı olan hiyeroglifi, Osmanlı tarihinin tamamını ve 1928’e kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemini araştıran bir başka araştırmacı da Osmanlı Türkçesini Osmanlıca bilmelidir. Eski yazıların tür ve şekillerinin bilinmesi, kullanıldığı dönem hakkında çok önemli bilgiler edinilme imkânını sağlar. 11. Epigrafi Yazıtları ya da diğer bir deyişle kitabeleri okuma bilimidir. Bu bilim dalıyla uğraşanlara epigrafisi denir. Kitabeler taş ya da mermer levhalar üzerine kazınmış yazılardır. Sert cisimler üzerine kazınmış olması kalıcı olmalarını sağlamıştır. Geçmişte birçok devlet önemli olayları ya da kazandıkları zaferleri yazdıkları kitabelerle ölümsüzleştirmiştir. Orhun Vadisi’nde bulunan Göktürk Kitabeleri Orhun Yazıtları, İslam öncesi Türk tarihi hakkında çok önemli bilgiler vermektedir. Bu tür kaynak eserler birinci elden kaynak olarak tarih bilimi için son derece kıymetlidir. Epigrafi, filoloji ve paleografi ile iç İçedir. Tarihçi, kitabeler üzerindeki yazıların okunmasında epigrafiden yaralanır. 12. Sosyoloji Toplumu ve toplumsal olayları inceleyen bilim dalıdır. Tarihte meydana gelen olayların doğru şekilde değerlendirilmesinde dönemin toplum yapısının, kurallarının, değer ve ahlak yargılarının, bilinmesi gerekmektedir. Toplumsal olayların bağlı olduğu kuralların ve kurumların işleyişinin iyi tahlil edilmesi tarihsel olayların ardında yatan sebeplerin anlaşılmasını kolaylaştırır. Örneğin Fransız İhtilali’ni araştıran bir tarihçinin dönemin Fransız toplum yapısını iyi tahlil edebilmesi gerekmektedir. 13. Psikoloji İnsanın davranış ve zihinsel süreci ile ilgilenen psikoloji giderek önemli bir bilim dalı hâline gelmiştir. Tarihî olayların önemli bir kısmında sosyal psikoloji İle beraber bireylerin psikolojilerinin oynadığı rolü göz ardı etmemek gerekir. Mesela Hitler’in propaganda bakanı olarak tanınan Goebbels geniş kitleler üzerinde etkili olan konuşmaları ile Nazi Partisine bir hayli taraftar toplamış ve II. Dünya Savaşı’nın önemli kişiliklerinden biri olmuştur. 14. Filoloji Dil bilimi olan filoloji, tarih biliminin yanı sıra bütün sosyal bilimler açısından önemlidir. Çünkü bir toplumun dili bilinmeden o toplumun tarihini ve kültürünü ağlamak mümkün değildir. Bunun yanı sıra geçmiş tohumların göç hareketlerini ya da bıraktıkları izleri bu sayede sürmek mümkün olmaktadır. Fakat bazen o uygarlığın dilini bilmek yeterli değildir. Kelimelerin sözlükteki karşılıklarının yanı sıra değişik zamanlarda ifade ettikleri anlamlarının da bilinmesi gerekmektedir. 15- Diplomatik Belge ya da vesika bilimidir. Tarihî belgeleri türü, şekli ve içeriği açısından değerlendirerek tarihi aydınlatır. Üzerinde ait olduğu devletin resmî mührü bulunan anlaşma, ferman, yazışma ve her türlü resmî kayıt diplomatiğin konusudur. Tarihî malzemelerin hepsi birer belge olmakla beraber, paralar ve kitabeler diplomatiğin konusu değildir. Diplomatik İle uğraşan bilim insanları belgelerin sahte olup olmadığını, üzerindeki şekil ve işaretlerin anlamlarını belirler. Devletler arası politikalar, hukuk, yazışma şekilleri ve yönetim anlayışı gibi konularda araştırmacılara kıymetli bilgiler sunar. 16 Nümizmatik Tarih boyunca toplumların kullandıkları paraları inceleyerek tarihe yardımcı olur. Paraların incelenmesi devletlerin ekonomik yapısı, hükümdarların sırası, basım yılı ve yeri gibi konular hakkında bilgi sahibi olunmasını sağlar. Eski paraları inceleyen bu bilim dalına “meskukât” da denir. Paralar birkaç yönden tarihî malzeme özelliği taşımaktadır. Paranın tarihi, alt olduğu hükümdar ve basılmış olduğu maden, o devletin siyasi ve ekonomik durumu hakkında önemli bilgileri ortaya çıkarır. 17- İstatistik Belli bir amaç İçin kaydedilmiş bilgilerin sayılarla ifade edilmesinde istatistikten yararlanır. Tarihî olaylara rın aydınlatılmasında bu türden birçok kayıttan yararlanılmaktadır. Nüfus defterlerini, vergi ve tapu kayıtlarını, savaş kayıplarını, cephane ve malzeme listelerini bu tür kayıtlara örnek gösterebiliriz. 18- Ekoloji Canlıların birbiriyle ve çevreleri ile etkileşimlerini araştıran bilim dalıdır. Doğal dengedeki bozulma, insanın yaşayışını ve dolayısıyla tarihin akışını etkilemektedir. 19- Kimya Kimya sayesinde uygulanan radyokarbon ya da karbon 14 yöntemi, ele geçen malzemenin yaşının yaklaşık olarak tespit edilmesine yardımcı olur. Aynı zamanda bu yöntem tarihî malzemenin orijinal olup olmadığı bilgisini de bize sunar. 20, Ekonomi İnsanların üretim ve tüketim faaliyetlerinin bilimi demek olan ekonomi bazen tarihî olayların aydınlatılmasında ön plana çıkmaktadır. Tarih bilimi ekonominin ortaya koyduğu prensip ve kanunları inceleyerek bunlardan yararlanır. 21- Sigilografi Mühürleri inceleyen bilim dalıdır. Mühürler kurum, dönem ve şahıslar hakkında özgün bilgilere ulaşılmasını sağlar. 22-Heraldik Arma bilimidir. Devletlerin veya milletlerin kullanmış oldukları armaları inceleyerek tarihe yardımcı olur. 23- Metroloji Metroloji, ölçü ve tartı bilimi anlamına gelmektedir. Tarih içinde hemen hemen her milletin hatta her bölgenin kendine has ölçü tartı birimleri mevcuttur. Bu birimlerde dünyada bir standardizasyona gidilmesine 19. yüzyılda başlanmış, 20. yüzyılın İlk yarısında bu çalışma tamamlanabilmiştir. Dönemsel ve bölgesel ölçü ve tartı araçlarını ve bu araçların bugünkü karşılıklarını bilmek bir tarihçinin görevleri arasındadır. 24- Geneoloji Soyağacı ya da şecere bilimi olarak da bilinir. Şecereler bir kimsenin bilinen en uzak atasından başlayarak bütün aile bireylerini gösteren kayıtlardır. Bir araştırmada şecere bilimi tarihçiye önemli bilgiler sunabilmektedir. 25- Onomastik İsim ve terimler bilimidir. Onomastiğin alt dalı olarak kabul edilen toponomi yer isimlerini inceler. Deniz, nehir ve göl gibi su adları ile uğraşan bilim dalına hidronimi, şahıs adları ile uğraşana ise antroponimi adı verilir. Tarihte isimlerin karşılığı olan terimlerin zamanla değişikliğe uğraması doğaldır. Araştırmacının kendi konusu ile ilgili terimleri bilmesi, önemli bilgileri gözden kaçırmasını engeller. Söz gelimi Elazığ tarihi” ile ilgili araştırma yapan bir tarihçinin şehrin diğer bir adı olan Harput’u bilmemesi düşünülemez. Sultan II. Abdülhamit Dönemi’nde göçmenlerin yerleştirilmesi için kurulan köylerin birçoğuna “Hamidiye” ismi verildiği gibi yine nüfus hareketlerinde eski yerleşim yerlerinin isimlerinin yeni yerleşimlere verildiğine de çokça rastlamaktayız. Tarihin faydalandığı bilim dalları arasında askerî tarihin yazılmasında yararlanılan strateji ve taktik biliminin yanında madencilik tarihi için de jeoloji bilmeye ihtiyaç vardır. Tarih
Sanat insanın güzellik karşısında duyduğu heyecan ve hayranlığı uyandırmak için ortaya koyduğu temelinde insan sevgisi,hoşgörü,yaratma özgürlüğü vardır. Sanat insanın varlık şartlarından olduğu her yerde sanat vardır.Mağara resimleri,antik süs eşyaları,işlenmiş kap kaçak vb. Sanatın amacı da zaten insanlarda güzel duygular uyandırmak,insan hayatını renklendirmek, ve kitapların olmadığı bir dünyada yaşadığımızı düşünürsek sanatın insan hayatı için ne kadar vazgeçilmez ve önemli olduğunu anlarız. İnsanlar kendilerini farklı araçlarla ifade resimle,müzikle,dansla heykelle kimisi de şiirle,romanla,hikayeyle yani edebiyat vasıtasıyla ifade ederler. İnsanoğlu hayatı boyunca güzeli istemiştir. Sözüne yazısınaedebiyat, sesinemüzik kullanabildiği renklereresim, yaşadığı mekanamimarlık,işleyebildiği her türlü maddeyeheykeltıraşgüzellik vermek insanoğlunun yaşam felsefesi olmuştur ki bu da güzel sanatlar dediğimiz şubeleri doğurmuştur. Edebiyat bu güzel sanatların bir ,yazıda,düşüncede,hayalde güzellik demektir. Edebiyat;dil ile gerçekleştirilen,malzemesi dil olan güzel sanat eser öncelikle sanat değeri olan eserlerde dikkatle kullanılmış bir dil vardır. Bilim nasıl ki akla,mantığa,öğretmeye yönelik ise sanat da insan ruhunu doyurmaya,güzelleştirmeye yöneliktir. Güzel Sanatlar içinde Edebiyatın Yeri Sanat Bir duygu, tasarı, güzellik ve hayalin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan ve insanda estetik karşılık uyandıran üstün yaratıcılığa denir. Sanat eseri Yaratıcılık ve ustalık sonucu ortaya çıkan üstün ve değerli esere verilen addır. Bir tiyatro oyunu, bir heykel, bir tablo, bir müzik parçası, bir roman birer sanat eseridir. Sanat eserini meydana getiren kişilere sanatçı denir. Sanat eserinin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz Bir tasarım yani yaratıcı hayal gücüyle ortaya çıkar En temel işlevi, insanda estetik bir duygu ve haz oluşturmasıdır Amacı doğru ve yararlı bilgiler değil, güzellik sunmaktır Açıklayıcı, bilgilendirici, nesnel değil; öznel nitelikler taşır Özgün ve etkileyici bir özelliğe sahip olmayı gerektirir. Evrenseldir yani ortaya konan ürün tüm insanlığın ortak malıdır. Zanaat İnsanların maddeye dayanan ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte deneyim, beceri ve ustalık gerektiren, el emeğine dayanan faaliyetlere denir. El becerisi gerektiren ve bir ustanın yanında öğrenilen “terzilik, dokumacılık, berberlik, kuyumculuk, kunduracılık, marangozluk…” birer zanaattır. Belli bir zanaatla uğraşan kişilere zanaatkar adı verilir. Başlangıçta insan eliyle ortaya konan her türlü ürüne sanat deniyordu. Zamanla “insana gündelik hayatta bir yarar sağlayan” eserlere zanaat denmeye başlandı. “Zanaat’ın “sanat’tan ayrışmasıyla geriye kalan ve birinci önceliği insana haz vermek, onu mutlu etmek, onda estetik duygular uyandırmak olan “resim, müzik, tiyatro, edebiyat, mimari, heykeltıraşlık” gibi ürünler sanat veya güzel sanatlar olarak anılmaya başlandı. Edebiyat Duygu, düşünce ve hayallerin söz ya da yazı ile etkileyici biçimde manzum şiir veya mensur düz yazı olarak ifade edilme sanatıdır. Edebiyatın malzemesi dildir. Dil sözcüklerden, sözcükler de seslerden oluştuğu için edebiyat işitsel fonetik sanatlar içinde değerlendirilir. Edebiyatın güzel sanatlar içinde değerlendirilmesinin üç gerekçesi İnsan tarafından ortaya konmuş olması Konu olarak insanı ele alması Amacının insanda güzel duygular uyandırmak olması Edebiyat doğrudan ya da dolaylı yollarla tüm bilim dalları ile ilişki içerisindedir. Edebiyatta bir eser oluşturulurken sanatçı az ya da çok diğer bilim dallarının verilerinden yararlanır. Bir romanı veya bir hikayeyi düşünelim Bu edebi ürünlerde kahramanlar çok çeşitlidir. Hayatın her kesiminden ve sınıfından insan ele alınıp anlatılır. Kahramanın doktor, öğretmen ya da astronot olduğu bir romanda yazarın bu meslekler ve ait oldukları bilim dalları hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Aksi halde romanın ya da hikayenin inandırıcılığı zayıf olacaktır. Yazar hem doktorluk hem de astronotluk hakkında bilgi sahibi olmadan eseri oluşturamaz. Anlaşılacağı üzere edebiyat her bilim dalı ile ilişki işindedir. Bazı bilim dalları ile edebiyat arasındaki münasebet çok yakın ve doğrudandır; bazıları ile ise çok zayıf ve dolaylı yollarla ilişkilidir. Edebiyatın doğrudan ilişkili olduğu bilim dalları Edebiyatın konusu temelde insandır. Doğal olarak kendisi gibi konusu insan olan felsefe, sosyoloji, psikoloji, tarih bilim dalları ile doğrudan ilişkilidir. Edebiyat ve Felsefe İlişkisiFelsefe varlık ve bilgi konularında sorular sorup çıkarımların yapıldığı bir bilim dalıdır. Edebiyat, felsefe biliminden hem öğretici metin türlerinin hem de edebi metin türlerinin oluşturulmasında yararlanır. Bir edebi eserde ,örneğin romanda, kahramanın bulunduğu durumu betimlemesi, olaylar hakkında yorumda bulunup kişilere ve hayatına bu doğrultuda yön vermesi felsefe biliminden yararlanıldığını göstermektedir. Örnek Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza” romanından şu sözler felsefe biliminden yararlanıldığını gösterir. "Gariptir, insan her zaman yaptığı işin önemini ya da ne olduğunu fark etmez. Yapar sadece. Yapmak nedir mi ? Bilmek... En önemlisi bilmek değil midir?" Edebiyat ve Sosyoloji İlişkisi İnsanların toplum olarak yaşayışının ve insanın diğer insan ve doğa ile olan münasebetinin incelendiği sosyoloji bilimi ile edebiyat arasındaki ilişki çok yoğundur. İnsanı anlatan edebiyat insan ilişkileri hususunda sosyoloji biliminin verilerinden yararlanır. Bir olay karşısında insanın hangi nedenlerle hangi tepkiyi vereceği sosyoloji bilimince araştırılır. Yine insanları birlikte tutan değerler, örf, adet ve gelenekler, toplumsal yaşamın kuralları gibi birçok konuda yazar eserini oluştururken sosyoloji bilimine başvurur. Bir edebiyatçının aynı zamanda bir sosyolog olduğu kanısı yaygındır. Örnek Kuyucaklı Yusuf romanından alınan şu örnekte toplumsal yapı hakkında bilgi verilir. Şehrin iyi aileleri arasında bile bunların istedikleri zaman alamayacakları kız yoktu. Adeta bütün eşraf aileleri arasında ezelden beri mevcut, değişmez bir mukavele vardı ve buna, harici şeklin değişmesine, vaziyetin tamamen başka olmasına rağmen, daima riayet ediliyordu. Edebiyat ve Psikoloji İlişkisi Psikiyatri ve psikanaliz son dönemde edebiyata yardımcı bilim dallarından en önemlileri olmuştur. Günümüz insanının yalnızlaşması, içine kapanması, kalabalıkların birbirinden uzaklaşması, ruhsal bunalımlar, kıskançlık, hırs, aşk, bunalım gibi duygu durumlarının anlatıldığı bir edebi eserde yazar ya da şair psikoloji biliminden yararlanır. Edebiyatın en önemli ve zor uğraşlarından biri olan karakter çizme ancak psikoloji biliminden yararlanılarak yapılabilir. Örnek Sefiller romanından alınan aşağıdaki metinde roman kahramanlarından Javer’in inandığı değerleri yitirmesi ile girdiği çıkmaz ve intihara karar vermesi anlatılmaktadır. Javer tamamıyla bozguna uğramış bir adamın, bocalayan bir vicdanın azabını çekmekteydi. Artık daha fazla düşünerek çıldırmaktansa, yapacağı iki ihtimal üzerinde durdu. Birincisi yeniden "Silahlı Adam" sokağındaki yedi numaralı apartman dairesinden Jan Valjan'ı yaka paça sürükleyerek, karakola teslim etmek ya da?.. Javer artık ne yapacağını kararlaştırmıştı. Edebiyat ve Tarih İlişkisi Edebiyat olay, olgu ve durumları anlattığı gibi tarih biliminin esas konusunu da olaylar oluşturmaktadır. Çoğu zaman tarihte önemli bir yere sahip bir olayın hem tarih bilimince hem de edebiyatta konu olarak ele alındığı görülür. Tarih olayları neden ve sonuçları ile irdeler; edebiyat ise olayların arka planında nelerin yaşandığını anlatır. Örneğin Osmanlı Devletinin kuruluş sürecini araştıran bir tarihçi o dönemde gerçekleşen diğer olaylar ile bağlantı kurar. Yine o dönem ortaya konmuş eserleri, belgeleri inceler. Edebiyatçı ise tarih biliminin elde ettiği bu verilerden yararlanarak bambaşka kurgusal bir evren yaratır. Gerçek olayları yeniden yorumlayarak anlatır. Yine tarihteki gerçek kişileri kendince yorumlayıp karakterize eder. Örnek Devlet Ana Kemal Tahir “İçlerinde ermişi var, dervişi var… Rum abdalları derler, rum gazileri derler… Ertuğrul Bey’in savaşçısı ev hesabına gelmez. Savaşçı dervişlerin beşi, onu bir zaviyeye birikmiştir. Rum abdallarına geldi mi, dam, çadır tanımaz bunlar… Ezraile elense çekmiş gözü kara yiğitlerdir her biri. Karıları bile dövüşkendir Ertuğrul Beyin… Bunlara Rum Bacıları’ derler. Bunların töreleri de, gaziler, savaşçı dervişler gibi din yayma üzerinedir…” Edebiyatın dolaylı yollarla ilişkili olduğu bilim dalları Edebiyat tıp, astronomi, fizik, coğrafya vb. gibi bilim dalları ile dolaylı yollarla ilişkilidir. Edebiyat ile bu bilimler arasındaki ilişki yüzeyseldir. Yazarın bilgi birikimi, deneyim ve gözlemleri bu bilimlerden yararlanması için yeterli olabilmektedir. Edebiyat Tarihine Yardımcı Bilimler Edebiyatın içeriğinin ve dönemlerinin incelenip araştırıldığı “edebiyat tarihi” bilimi Filoloji,Biyografya ve Tarih biliminin verilerinden yararlanır. Bilimler arasındaki bu ilişki karşılıklıdır. Her bilim bir diğerinin eksiklerini tamamlar; bir diğerine ışık tutar. Bilimlerin sınırları genişledikçe bu ilişkinin düzeyi de artmaktadır. Edebiyat tarihine diğer bilimlerin yardımları belge verme yolu ile olur. Edebiyat örneğin bibliyografya biliminde elde bulunan belgeler ile dönemlere ayrılır. Ya da tarihin farklı dönemlerinde edebiyatta kullanılan dilin özellikleri filoloji biliminin verilerinden yararlanılarak ortaya konur.
edebiyatın ilgili olduğu bilim dalları